Sizi seyahat etmeye yönlendiren sebepler neler?
Bu sorunuza şöyle cevap verebilirim; Gerek ülkemizi, gerekse Dünya’nın farklı ülkelerini, farklı kültürleri, farklı köklerden gelen insanları tanımak, onlarla birlikte onların yaşamlarını paylaşmak ve sonuçta da bunlardan ders çıkarmak olarak özetleyebilirim.
Seyahat merakım çok genç yaşlarımdayken de vardı, ancak ekonomik nedenlerle bunu o zamanlar gerçekleştirememiştim. Ekonomik şartlarımın iyileştiği dönemlerde ise yoğun çalışma temposu içinde fırsat yaratarak gezmeye başladım. Her yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerimde, seyahat coşkum daha da artarak ilerledi. Çalışma hayatımı noktaladıktan sonra, zaman anlamında önümde bir engel kalmamıştı. Ondan sonraki süreçte gezilerim daha da artarak devam etti. Bu arada hayatımıza giren pandemi yüzünden maalesef gezilerime ara vermek zorunda kaldım. Şimdi gezilerime devam etmeye başladım. Her bir gezinin dönüşünde, bir diğerinin hazırlığına başlıyorum.
Şimdiye kadar gezdiğiniz ülkelerden sizi en çok etkileyenler hangileriydi?
Gezdiğim her ülkede beni etkileyen çok şeyler oldu tabii ki. Ama Japonya gezi rehberi kitabımın arka sayfasında; "Şimdiye kadar 56 ülkeyi gezdim. Japonya’ya gitmeden önce, bana en çok beğendiğim ülkeyi sorduklarında hep İsviçre derdim. Ama Japonya’yı gördükten sonra, en beğendiğin üç ülke hangileridir? diye sorduklarında, Japonya, Japonya, Japonya diyorum artık.’’ diye yazmıştım.
Ayrıca; Neden Japonya? Sorusunun cevabı olarak da "İnsan" kavramının, saygının, sosyal düzenin, medeniliğin, yaşam kalitesinin en üst düzeyde olduğu bir ülke burası’’ diye yazmıştım. Kitabımda uzun bir değerlendirme var tabii ki Japonya ile ilgili, ama buranın dar şartlarında bu kadarını belirtmiş olayım. Tabii ki gezdiğim birçok ülkede de çok harika anılar biriktirdim. Her ülkenin kendine has özellikleri ve güzellikleri vardı.
Örneğin, Tanzanya Serengeti’de vahşi yaşam içinde, herhangi bir önlemi olmayan açık bir sahada geceyi, vahşi hayvan bağırışlarını dinleyerek, bir çadırda geçirmek, Fas’ta Sahra Çölünde deve üzerinde ilerlemek, Mısır’da binlerce yıllık tarih içinde yol almak, Peru’da gezginlerin hayali olan Machu Picchu’da Lamalar ile fotoğraf çekilmek, And dağlarında 5000 m. yüksekteki Bolivaya’da tansiyonumun tavan yapması, Arjantin’de tango gecesi yaşamak, Brezilya Rio De Jenairo’da Copacabana plajında, Hindistan Cevizi suyu ile doğum günü kutlaması, Küba’da ünlü devrimci Che Guevara aynı havayı solumak, Şili Santiago’da ulu önderimiz Atatürk’ün bir rölyefinin içinde yer aldığı park ve caddede bulunmak, ABD’de doğu yakasının birçok şehrinde bulunmak, Kazakistan’da yaşamak, Özbekistan’da ‘’İpek Yolu’’nda yaşayıp tarihle içiçe olmak, Nepal’de Himalayalarda, Annapurna Dağı, Poon Hill tepesine 5 gün süren bir yolculukla çıkıp dönmek. Rusya’da Transsibirya yolculuğu yapmak, Baltık ülkelerini gemi seyahatıyla gezmek, Tayland, Kamboçya, Laos, Vietnam, Endonezya, Malezya, Singapur ve Filipinler gibi Uzak Doğu ülkelerini gezip yerel halk ile onların yaşamlarını paylaşmak.
Bu kadar uzun cümleden sonra Avrupa’ya hiç girmeyeyim. Seyahatlerimi kendim planlıyor, bazen yalnız, bazen eşim ve bazen de bir kaç arkadaş ile gerçekleştiriyorum. Yapabildiğim sürece de buna devam edeceğim.
Kötü ekonomi gezginlerin planlarını kötü etkiler mi?
Geldik belki de en önemli soruya. Özellikle ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle gezme hevesli birçok insanın hevesi, amiyane tabirle, kursağında kalıyor. Dövizde artış özellikle yurtdışını gezme şansını çok azaltıyor. En son gittiğim Estonya, Litvanya, Belarus ve Polonya’daki fiyatlar eskinin neredeyse üç katı büyüklüğündeydi. Dolayısıyla, üç defa yapabileceğiniz seyahati, bir defaya düşürmek durumunda oluyor.
Basılı gezi kitaplarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Doğrusu basılı gezi kitapların geleceğini iyi görmüyorum. İnsanımızın okuma alışkanlığı oldukça azaldı, daha ziyade görselleri izlemek (video, film v.s.) daha fazla alıcı buluyor. Teknolojinin gelişmesi, internet yaşamı bir ölçüde kolaylaştırmakla birlikte, insanları kolaycılığa ve tembelliğe sürüklüyor. Yazdığım Japonya, Kamboçya, Vietnam gezi kitaplarımın gördüğü ilgi(sizlik) bu düşüncemi doğruluyor. Hatta seyahat blogum "Seyahatname’ye www.tantalos45.blogspot.com olan ilginin gün geçtikçe azaldığını görüyorum, bu da beni yeni yerleri yazma konusunda heveslendirmiyor. Blogger’ların yerini Vlogger’lar alıyor.
Yakında bir gezi ya da kitap planınız var mı?
Evet Şubat ayı içinde Kolombiya, Panama ve Kosta Rica’yı kapsayan bir Orta Amerika seyahatim var. Bununla ilgili hazırlıklarım devam ediyor. Umarım dönüşte bu seyahatimi blogumda paylaşırım. Kitap konusuna gelince; Ne yazık ki, yukarıda bahsettiğim nedenlerle henüz başka bir kitap yazmayı düşünmüyorum, üzgünüm. Yaptığınız söyleşi için teşekkür eder, seyahat sevenlere, şartlar her ne kadar kötü olsa bile morallerini bozmamalarını öneririm. İleride her şey çok güzel olacak.