Açıkçası, çocuk romanının yanında ilk gençlik yıllarının romanı olduğunu da düşünmüyor değilim. Hem anlatım hem içerik hem de roman hacmi bu tezime imkân vermektedir. Yazarın; Kapadokya Öyküleri, Kapadokyalı Asker ve Likya Öyküleri kitaplarının devamında çıkardığı dördüncü eseridir.
Kasım 2022'de Kırmızı Leylek Yayınları aracılığıyla okurla buluşturulmuş. Kitap içeriğinin çizimleri Merve Coşkun tarafından yapılmış. Veysel Altunbay koordinatörlüğünde ve Editör Abdullah Turan tarafından hazırlanmış kitap. Kitabın son okumalarını Polat Onat ve Vildan Poyraz Coşkun yapmış gözüküyor. Roman seksen sayfa hacminde ve sekiz bölümden oluşmaktadır. Bölüm başlıklarının bir kısmı şu şekildedir. Türk Uzay Ajansı, Mars Uygulama İstasyonu, Fergani Gözlemevi vs. Bu girizgâhtan sonra, genç ve çocuk okurun merak duygusunu daha fazla törpülememek adına Mars yolculuğu serüvenine devam edelim.
Uzay serüvenimizin kronolojisini buraya taşımak konumuz değil ama en azından ilk olarak haberleşme uydumuz Türksat 1B ile 1994 yılında başladığını söyleyebiliriz. Velhasıl millet olarak düşmemek için ilerlemesi gereken bir bisiklet gibi bir çağda ve bir konumda olduğumuz gerçeğini de hatırlatmamız gerekiyor. Böyle kitaplar, en azından uzaya merakımızı artırıcı, tetikleyici bir etki yapacaktır. Biz yine "Mars'a Yolculuk" romanına dönecek olursak; Uzun yıllardır uzay alt yapı çalışmalarının devamında, Türk Uzay Ajansı tarafından Milli Uzay Programı çerçevesinde bir komite kurulur. Bu komitenin başkanı Profesör Semih Göktürk'tür. Profesör Mekselina Demir, Astronom Fikri Gürsoy ve Biyolog Emre Korkmaz komite üyeleridir. Bu komitenin çalışmalarıyla, Kapadokya'da Mars Uygulama İstasyonu kurulur. Yedi ayda Mars'a gidiş, Mars'ta bir ay kalış ve yedi aylık dönüş yoluyla birlikte on sekiz aylık bir Mars yolculuğu planlanır. Mars'a Yolculuk Komitesi tarafından ülke çapında gökmen adayı seçimleri yapılır. On tane gökmen adayı belirlenir. İstasyonda on sekiz ay eğitime tabi tutulurlar ve yedi aday elenir ve devamında üç gökmen, Mars'a gitmeye hak kazanır. Alanlarında uzman gökmenler şunlardır. Başgökmen Albay Mirza Baran, Tıp Doktoru Hakan Uçman, Jeofizikçi Profesör Özcan Çakır'dır. Biz Türk ve Müslümanlara has güzel enstantaneler de yok değil. Mesela yolculuk esnasında gökmenlerin Felak, Nas ve diğer bazı süre ve duaları okumaktadırlar. Ayrıca gökmenlerin kendi aralarında yazı-tura atarak Mars'a ilk ayak basacak gökmeni belirlemişlerdir. Yol türkülerini ağzına alıp yola revan olan gökmenler, 1969'da aya ilk ayak basan Neil Armstrong gibi ilk ayak basan olmak varken, Buzz Aldrin gibi ikinci astronot olmak istemezler tabi.
Kapadokya'da kurulan Mars Uygulama İstasyonu yanında, Mars yolculuğu ve diğer uzay çalışmaları için Ankara'da Fergani ¹ Gözlemevi kurulur. Mars'a gidecek uzay aracıyla birlikte Mars'a iniş için Gökçen isimli mekik inşa edilir. Bununla birlikte daha önce kurulmuş olan Kırıkkale Uzay Teknolojisi Geliştirme Bölgesinde, başta hibrit teknolojiyle olmak üzere bütün teknolojik imkânlardan faydalanılır. Bu Mars yolculuğunun bütçesi bile bellidir. İki yüz milyar dolar ayrılmıştır. Bilim insanlarının Mars'a yönelik ön çalışmaları, tasavvurları, tespitleri vardır elbette. Mesela Mars'ın zor koşullarının bertaraf edilebilme deneylerinin yanında Mars yer yüzeyinin altında, buz halinde su olduğuna inanılır. Mars'ta, kitin denen bir madde ile toprağı karıştırmayla elde edilecek tuğlalarla yerleşim yerleri inşa edilmesi dahi planlanır. Mars yüzeyinde şişirilebilir seralarda bitki yetiştirme deneyleri yapılır. Bu yolculuk sürecine kolay gelinmediği söylenerek, daha öncesinde de Türk gökmenler aya ayak bastığına vurgu yapılır. Bunun gibi bütün bu anlatımlar yazarın hayalindeki, tasavvurundaki muhtemel olabilecek hayalleri ve çözüm önerileridir tabi ki de. Bu roman vesilesiyle Mars hakkında bazı temel bilgilere de ulaşıyoruz. Şöyle ki; Mars, Venüs'ten sonra dünyamıza en yakın gezegendir. Bilim insanlarının tespitlerine göre, Mars'ta insan yaşamı için şartlar Venüs'e göre daha çok olumludur. Dünya ile Mars, Güneş etrafındaki yörünge hareketleri sırasında her iki yılda bir birbirine yaklaşırlar. Dünya İle Mars arasındaki mesafe yörüngedeki konumlarına göre farklı farklı olsa da Dünya ile mesafesini 480 milyon kilometre olarak kabul edersek, romandaki tasavvufa göre eğer saatte 40 bin km yol alabilen bir uzay aracı olsa idi, yedi aylık bir yolculukla anca Mars'a ulaşılabilecek bir mesafeden bahsediyoruz. Mars'ın uydularının Phobos ve Deimos olduğunu da öğreniyoruz.
Türk insanının uzaya, Mars'a gidişini fantastik bir dille ele alan güzel bir çocuk-genç romanı okudum. Uzayı, Mars'ı çocuklara, gençlere sevdiren, merak duygusunu aktif tutan, yalın bir anlatımla ele alınmış bir kitap. Mars’a insanlı ilk giden ve Mars'ta yaşam kolonisi kuran milletin ilk olarak Türk olması isteğinden doğmuş, gerçekleşmesi muhtemel, güzel bir hayal ürünüdür. Amerika, Rusya ve Çin'den önce Mars'ta ilk uzay üssünü kurmak hedeflenmiştir. Ve bile isteye uzay serüvenin dümenine sokuyor okuru. Başarmak, kaybetmenin bir ödülü değil mi sonuçta? Mars yolculuğu nasıl yapıldı? Neler yaşandı? Nasıl sonuçlandı? Son hadde de neler yaşandı? Gibi birçok sorunun cevapları da bu kitapta, buyurunuz.
İlkay Coşkun