Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?
1975 yılında Sivas Divriği ilçesinde doğdum. 1994 yılından bu yana, iyi bir okuyucu, okuduklarımı, gördüklerimi ve yaşadıklarım üzerine güçlü gözlemler yapmaya çalıştım. Otuz yıldır Kahramanmaraş'ta ticaretle uğraşıyorum. Dört yüzden fazla hece şiirim var. Birçok konuda uzun yıllar köşe yazıları yazdım.
Yazarlık sizin için ne ifade ediyor? Yazar olma yolculuğunuza kimler destek oldu?
Yazarlığı yaşamı gözlemlemek, kaleme dökmek olarak görüyorum. Aslında siz yazmaya başladığınızda hayat adeta tüm imkanları karşınıza çıkarıveriyor. Yazmaya niyetlendiğinizde, gözlem yapmaya başlıyorsunuz. Bir lokantaya oturduğunuzda, bir saatlik bir zaman diliminde bir roman yazacak kadar malzeme çıkıyor adeta. Bu gözlemleme süreci, bir zaman sonra hayatınızın bir parçası oluveriyor.
Edebiyat yolculuğunuzu ve son kitabınızın ortaya çıkış sürecini anlatır mısınız?
Başta eşim çok destek oldu. O, edebiyat mezunu ve iyi bir şair. Aslında bu kısa yazıları, son dört beş yıldır sosyal medyada paylaşıyordum. Dahası, bu düşündüğüm konuların özetiydi. Bunların bir araya gelip düzenlenmesi aşamasında eşimin büyük katkıları oldu. Ama ben bu soruya daha ziyade, "Kimler engel oldu?" kısmını anlatmak istiyorum. Bu toplumda, siz bir kitap yazmak istediğinizde, şayet akademisyen değilseniz, etrafta bir çok insanın manalı bakışları üzerinize çöküveriyor. "Hayırdır?", "Nereden çıktı?" ya da "Yazabilecek misin?" gibi bir çok manalı bakışların muhatabı oluyorsunuz. Okumayı sevmeyen bir toplumuz, bu yüzden de yazılmasını da sevmiyoruz. Aslında, son on beş yıldır yazmaya gayret ediyorum, daha önce yazıp ama baskıya vermediğim bir kitabım, sayısızca hece şiiri ve bir çok internet gazetesine yazdığım sayısızca köşe yazılarım var. Fakat dediğim gibi okuyan bir toplum değiliz, yazdığım köşe yazılarının okununca çok beğenildiğini ama asıl sorun, bunu okuyucuya okutmak olduğunu gördüm. Bir zaman sonra, bu yazılarımı okuyucu sıkılmasın diye kısalttım, fakat yine yeterli bir kitleye ulaşamayınca bunları aforizma tarzında sunmak istedim. Bunda eşimin beni yönlendirmesi etkili oldu.
Kitabınızı okuyacak okurları neler bekliyor? Okurlarınıza neler söylemek istersiniz?
Kitabımda kısa ve öz olarak ele aldığım her bir konu üzerinde saatlerce düşünüp kafa yorduğum aforizmalar yer alıyor. Okuyucu bu kitabın ilk birkaç sayfasını okuduğunda bunu başucu kitabı yapacağını düşünüyorum. Kitaptaki konular birbirinden bağımsız. Uzun bir makalenin konusu olacak konuları uzun bir yazıyla okuyucuya sunmak yerine beş on kelimeye sıkıştırdım. Okuyucunun hem sıkılmamasını, hem de zamanını verimli kullanmasını için böyle bir yöntem denedim.
Başucu yazar ve kitaplarınız kimlerdir/nelerdir? Yazar ve kitapların hayatınızda nasıl bir etkisi oldu?
Bir çok farklı düşüncedeki yazarlardan etkilendiğimi söyleyebilirim ama Ahmet Altan, Prof. Doğan Cüceloğlu ve Prof. Üstün Dökmen beni en çok etkileyen yazarlardı. İlahiyatçı yazar olarak, Mustafa İslamoğlu'nun kitaplarından çok etkilendiğimi söyleyebilirim.
İlk kitabınıza dair okur ve eleştirmenlerden nasıl dönüşler bekliyorsunuz?
Bugüne kadar okurlardan gelen dönüşler çok olumlu ve umut verici. Bir çok okuyucu, bu fikirlerin bazıları benim de aklıma geldi ama ne kendime ne de bir başkasına aktarmaya cüret edemedim şeklinde dönüşler yaptı. Okuyucuya şunları söylemek istiyorum: "Farklı düşünmekten, ezber dışı düşüncelerden korkmayın, akıl sizi asla yanlışa götürmez. Okuduklarınız ya da aklınıza gelenler mantığınızla çelişmiyorsa yazmaktan korkmayın".
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı?
İki kitap çıkacak kadar hece şiiri var ama okuyucunun karşısına daha seçici şiirlerimle çıkmak istiyorum. Bunun dışında, kafamda bir çok proje var ama bunlar henüz netleşmiş değil, fakat devamı gelecek inşallah.
Son olarak okuyucularınıza söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Okuyucuya şunları söylemek istiyorum: "Kitaba vereceğiniz bir para, ona harcayacağınız her an, sizin için büyük bir kazanç olacaktır".