Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?
1955’te Kahramanmaraş’ta doğdum. Lise son sınıfa kadar Kahramanmaraş’ta, son sınıfı Gaziantep’te okudum. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü’nden sonra AÖF. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. Çeşitli okullarda öğretmenlik ve müdürlük yaptım. İki defa Almanya, bir defa Romanya’ya gittim. Şimdi Kahramanmaraş’ta Mesder (Maraş edebiyat sanat derneği) ikinci başkan, düşeyaz yönetimindeyim. Düşeyaz, Alkış, Yarpuz, Açıkkara, Kırmızı Edebiyat, Dergizân dergilerinde şiir ve hikâyelerim yayınlandı. Manşet gazetesi Fresh radyosunda “Düşeyaz Edebiyat Sohbetleri” programları yaptık. Şu anda ise Tv 46’da MESDER adına “Gül Vakti Edebiyat Sohbetleri” programına başlıyoruz. İki hikâye (Vişne Reçelini Hiç Sevmem ve Yalnızlığa Düşen Cemre) bir şiir kitabım (Uçurtma Yalnızlığı) Kırmızı Leylek Yayınları'ndan çıktı.
Yazarlık sizin için ne ifade ediyor? Yazar olma yolculuğunda kimler destek oldu?
Yazarlık benden başlıyor, toplumun temel yapısı aile, gelecek olan gençlik, bunların üzerinde ikame ettiği toprak ve bütün mazlumların yaşadığı dünya. Ölüm ve sonrası. Goethe’nin dediği gibi; “Her yaratılmış olanda bir şifre vardır. İnsan bu şifreyi çözmek zorundadır. Şifreyi çözmenin tek yolu Tanrı’nın eliyle yazılmış olan doğayı okumaktır.” Sanatçının görevi budur. Başta daima yazma konusunda beni dik tutan, motive eden Yakup Kaya ve Zekeriya Gül’dü. Ben üşenirken beni denize atansa rahmetlik MESDER Kurucu Başkanı H. Ali Özturan oldu.
Edebiyat yolculuğunuzu ve son kitabınız Uçurtma Yalnızlığının ortaya çıkış sürecini anlatır mısınız?
Liseli yıllar gençlerin genellikle duygusal şiirler yazdığı dönemlerdir. Benimki de böyle başladı. Ama bu duygu yüzde doksan kişide yaz günü yağmuru gibi gelir geçer. Kimileri duygusal şiirlere devam etseler bile onlardaki aşk başka tema ve konulara evrilir. Bu vatan olur, bayrak olur, zulüm olur, işkence olur, doğa olur yani her şey olur. Bende de yaşadığımız çağın gereği gerek ülkemde gerekse dünyada olanlara göz yummam olamazdı. Irak işgaliyle başlayan, “Kurgu,” adlı şiir çalışması yaza boza bugüne kadar geldi. Bunun yanında Asya, Afrika, Orta Doğu kısacası tüm dünyada olan haksızlıklar ve zulüm dizelerde yerini buldu. Benim ilk düşüncem şiirle edebiyat dünyasına girmekti. Ama iyi ki gecikmiş, gecikmese idi erken doğum derdim. Kapak resmi de tesadüflerin tanışmasıyla ortaya çıktı. Yasin Mortaş Bey’e çok teşekkür ediyorum. Hep yanımda oldu. Mutluydum, üçüncü kitabım ama ilk şiirim dünyaya gelmişti.
Kitabınızı okuyacak okurları neler bekliyor? Okurlarınıza neler söylemek istersiniz?
Haksızlık, zulüm, sömürü, katliam, sevgi vb. benzer temalardan yola çıkarak din, dil, ırk ayrımı yapmadan yeraltı zenginliklerinin olduğu mazlum milletlerin emperyalizm sömürüsü ve oyunlarına karşı dizelerdeki başkaldırış ve haykırışları. Demokrasi, insan hakları gibi göstermelik kalan ve çifte standart uygulayan emperyalist devletlerin gerçek yüzünün görmelerini.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazar ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Ben okumaya AŞJŞ Cronin’in “Üzüntülü Yıllar” adlı romanıyla başlayabilirim. Türkçe öğretmenimiz rahmetlik Şevket Yücel Bey’di bize okuma ve yazma aşkını veren. Başucu kitaplarımdan hangi birisini sayayım. İlk ezberlediğimiz şiirler Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Ahmet Nihat Asya, Necip Fazıl, İsmet Özel, Sezai Karakoç, Ahmet Haşim ve Yunus Emre, Fuzuli. Karacoğlan şiirleri köy kültürüne çocuklukta başlar. Batı klasik şair ve yazarları okumaya erken başladım. Sefiller’en tutunda Harp ve Sulh, Delikanlı, Yüzbaşının Kızı, Bu Ülke. Kaplan’ın Şiir Tahlilleri, Alim Kahraman Modern Türk Hikâyesi, Murat Belge Şairanedden Şirsele, Edebiyat Ortamı şiir ve hikâye yıllıkları. İsim çok.
Son kitabınıza dair okur ve eleştirmenlerden nasıl bir dönüş bekliyorsunuz?
Son kitabım Uçurtma Yalnızlığının dönütlerinin olumlu olacağını düşünüyorum. Çünkü bu şiirlerin ortaya çıkışı bir günde olmuş hadiseler değil. Yıllardan beri yaşanmışlıkların yazarın kendi gerçekliğinde mayalandıktan sonra ortaya çıkış. Ayrıca başlangıcından bugüne defalarca değişime ve yapıcı eleştirilerle Yeni şeklini almış çalışmalar. Eğer okur okuduğu zaman kendi algısı ve zihinsel değerlendirmesiyle değişik kişilerde değişik yorumlara uğrayacak kısmen kapalı bir çalışması. Karacaoğlan Kütüphanesindeki analiz çalışmasından geçer not aldı ve beğenildi. Bu bizi memnun etti.
Üzerinde çalıştığınız bir kitabınız var mı?
Evet. Eğitim hikâyelerim bitmek üzere. Burada yalnız eğitimde görülen eksiklikler verilmeye çalışılmaktaır. Ve çok istediğim ve karalamasını yaptığım küçürek hikâyelerin bir denemesi MESDER çalışmamız olan Gül Vaktinin ilk sayısında yerini alıyor. Bu da benim ayrı bir mutluluğum.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bol okuyun diyorum. Siz farkında olmasanız bile özümsediğiniz her eser davranış ve ilişkilerinizde kendini gösterecektir. Bakış açınıza ve düşüncelerinize yön verecektir. Sizin bu değişimi gözlemlemeniz belki de mümkün değildir. Bunu değişen zamana ve yaşa bağlarsınız. Bir de her kitabı değil gerek gördüğünüz, beğenilen kitapları seçin. Hayat çok kısa, kitaplar alabildiğine fazla. Okumak yalnız kitapları değil, kitaplar size bakış açısını ve yorumlamayı getirir. Neden sonuç ilişkisini getirir. O zaman etrafınızda okunacak ne kadar kitap oluğunu anlarsınız. Selamlar.