Asla Umutsuzluğa Kapılmayın

Yazar S. Ali Ellikci Edebiyat Gazetesi'nin Şubat sayısında yayımlanan yazısında yazar adaylarına sesleniyor.

Yazarları ağaçlara benzetirim; meyve veren ağaçlara. Soğuk, sisli ve puslu bir bekleyişten sonra gelen baharla birlikte meyveye duran ağaçlara benzetirim. Kimi genç fidandır, kimi kök salmıştır toprağın derinliklerine. Ustadır; üstattır. Yıkılır dalları meyvelerden… 

Yazar S. Ali Ellikci, Daktilo

Meyvelerinin tadı bir başkadır, yıllar geçse de damaklardan silinmez. Her yeni fidan bu ulu ağaçlara özenir. Onlar gibi olmak ister. Kökleriyle tutunmak ister toprağa; kalıcı olmaktır tüm dileği. Kitaplar yazarların meyveleridir. Binbir emekle oluşturdukları meyveleridir. Tek amaçları eserlerini okurlara ulaştırabilmektir. Oysa bu iş o kadar zordur ki ülkemizde…

Yazmak ne kadar çok emek ve yetenek gerektiriyorsa, yazdıklarımızı kitaba dönüştürmek de bir o kadar çaba gerektiriyor. Maddi durumu iyi olan, yazdığı eseri istediği bir yayıneviyle anlaşıp kitap haline getirebilir. Ama önemli olan yazdıklarınızın editörler tarafından onaylanması ve herhangi bir maddi bedel ödemeden bir yayınevi tarafından yayımlanmasıdır. Birçok genç yazar adayı, yazdıklarını kitaba dönüştüremedikleri için köşesine çekilmiştir. Küsmüştür adeta. Bu süreçten ben de geçtim. Yıllar önce biriktirdiğim öyküler için birkaç yayınevinin kapısını çalmıştım. Bir sonuç alamadım. Çoğu geri dönmedi bile. Öykülerimi okuyanlar itelemese, bir kenara çekilecektim. Yayınevleriyle yeniden iletişime geçtim. Sonunda aradılar: “Ali Bey, öykülerinizi beğendik.  Tam bizim aradığımız düzeyde. Diliniz sade ve akıcı. Elinizdekileri gönderin yayımlayalım.”

Çok mutlu oldum! Ardından bildiğiniz süreç başladı. Sözleşme, kitap provaları, kapak tasarımları… Bir yıl sonra çocuk öykülerinin yer aldığı, ”Kedili Park” ile “Havada Bulut” adlı kitaplarım yayımlandı. Yayınevi benim kitaplarımı, “Çağdaş Türk Yazarları Çocuk Kitapları” adlı bir kategoride yayımlamıştı. Ünlü yazar merhum Erol Toy’un da yer aldığı bir listede adımın geçmesi benim için ayrı bir kıvanç kaynağı olmuştu. Kitaplarımın yayımlanmasıyla yaşamımda yeni bir dönem başladı. Çocuklarla söyleşiler ve imza günleri… Çocuklarla birlikte yeni öykülere pupa yelken yol alıyordum. Kitaplarım okuyucuyla buluştukça beni mutlu eden mesajlar almaya başladım. 2009 yılının şubat ayıydı. Bir öğretmen arkadaşım aradı: “Eğitimhane.com adlı sitenin 113. sayfasına gir, bak ne göreceksin.” dedi ve telefonu kapattı.  Merak edip girdim. 2. Sınıf öğretmenlerinin günlüğü, adlı bir sayfaydı. Bursa’dan ÖNCÜL rumuzlu bir öğretmen şunları yazmıştı: “Günaydın arkadaşlar. Size bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Öğrencim ara tatilde okumuş. Arkadaşlarına da okumamı istedi. Kırılmasın diye kitaptan bir hikâye okudum. Sınıfım çok sevdi. Her gün ne zaman bu kitaptan hikâye okuyacağımı soruyorlar. Kitabın adı: Kedili Park. Yazarı: S. Ali Ellikci”

Kitaplarım yayımlanmıştı ve olumlu tepkiler alıyordum ama yine de kendimi sınamak istiyordum. 2010 ve 2011 yıllarında, Kültür Bakanlığı ile Balıkesir Gönen Belediyesi’nin ortaklaşa düzenledikleri, Ömer Seyfettin Hikâye Yarışmasına katıldım. Art arda mansiyon aldım. Genç fidanlara önerim: Çok okuyun ve yazın, asla umutsuzluğa kapılmayın.

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447