Dijital sayaç, iki bin dokuz yüz seksen dördü gösteriyordu. Her yeri kaplayan, yapay zekâsıyla dünyayı yöneten bir makine içinde yaşıyorlardı. Hepsinin Kendince hayalleri vardı. Bazılarının hayali küçüktü. Makinenin içyapısına sızmak…
Virüs gibi. Devrelerine, işletim sistemine, hafızasına… Bir anlamda, iç huzursuzluk ve kargaşa çıkarmak. Bazılarınınsa hayali daha büyük… Dünyanın yönetimini, sistemin izin verdiği zamana kadar devralmak için makinenin donanımını ele geçirmek. İşlemciyi, ses ve görüntü kartını… Kimisinin de hayali dünyaya sığmazdı. Onların hedefi etrafı kat kat güvenlik duvarıyla örülü ana kartı ele geçirmekti. Gerçek savaşçılar gibi. Hepsinin mücadelesi kendine göre çetindi. Savaşı, hayali sınırsız olanlar kazandı sonunda. Ancak dünyada yalnız bir adamla kadın kaldı.