Üstüme oturmayan elbise gibi,
Aklıma takılmayan dizeler.
Tutunamayan düşünceler kulağımda mayın,
Söz söz üstüne dolanan sarmaşık,
Kurşun ağırlığıyla dilde yukarı aşağı.
Kelimeler savrulur içi buruk nefeslerde,
Elbise esen rüzgârda iğreti.
Gönül dikenleri batar her bir ilmeğine,
Dilden kopan sözler dudakları yarmış,
Yaydan çıkan ok örneği dönüşü olmayan.
Güneş gelse ziyaretime bir gecenin ortası,
Elinde kahvesi yüzünde buruk gül.
Sarılsa ellerime ona uzanan,
Yeter dese sana savrulan rüzgâr,
Sözler uçup gitse elbise salınırken.
Kelimeler örter üstümü başımı,
Yalpalayan tığlar eğirir sözleri.
Dizeler her yanımda darmadağınık,
Sözler sıralanır sıralı sırasız,
Üstüme oturmayan elbise gibi.