Merhaba Cemal Bey, çoğu okurumuz sizi yakından tanıyor ama yine de okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1975 tarihinde Şanlıurfa’nın Birecik ilçesine bağlı Çiftlik köyünde orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. İlk ve orta okulu doğduğum köyde tamamladıktan sonra yurt dışına çıkarak bir süre Avrupa’da yaşamımı sürdürdüm. Uzun bir aradan sonra Türkiye’ye tekrardan yerleşerek memleketim olan Birecik’te yaşamıma devam ediyorum. Babamın mesleği olan ve benimde çok sevdiğim tarım işleriyle yani çiftçilikle uğraşıyorum. Zeynep Öztürk ile evliyim. Çok tatlı üç tane kız babasıyım. Kızlarım Yaren, Asrin ve Nevşin Öztürk’tür.
Edebiyat yolculuğunuzu ve kitabınızın ortaya çıkış sürecini anlatır mısınız?
Edebiyat yolculuğum 2022 yılında yayımlanan Ölümün Yolu ve Aydınlığın Çağrısı kitabıyla başladı. Daha sonra bu kitabımı güncellemek istedim. Ve bu güncellemeyi ilkbaharın sonlarına doğru tamamladım. Bu da aşağı yukarı olarak altı aylık gibi bir zamanımı aldı ama şimdi baktığımda keşke bir altı ay daha zaman ayırıp acele etmeseydim diye düşünüyorum. Tabi bu ilk çalışma benim için çok önemlidir. Büyük bir tecrübe kazandım diyebilirim. Bundan sonraki süreçlerde daha başarılı olabilmek için aslında sağlam bir temel oluşturmuş oldum. Daha önce birçok sefer yazıp çizdim. Ne yazık ki başaramadım. Hatta defalarca yazdıklarımı ya çöpe attım ya da ateşe atarak yaktım ama asla pes etmedim. Bu konuda hayalimden asla vazgeçmedim. Uzun bir zaman yazma işleriyle uğraştım. Geceleri gözüme uyku girmedi. Durmadan denemeler yapıyordum ve nihayetinde başardım. Allah emeğimi boşa çıkartmadı şükürler olsun.
İnsan yaşadıklarını yazmazsa zamanla kendisiyle birlikte yok olur gider. Eğer yazıp bunu bir esere dönüştürürse kendisini yaşatmış, ölümsüzleştirmiş olur.
Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Yazar olma yolculuğunuza kimler destek oldu?
Benim için yazmak son derece önemlidir. Kendi yaşadıklarımı hem paylaşmak hem de bir sonraki nesillere eser olarak bırak istiyorum. Bu anlamda eserlerimi ölümsüzleştirdiğime de inancım tamdır. İnsan yaşadıklarını yazmazsa zamanla kendisiyle birlikte yok olur gider. Eğer yazıp bunu bir esere dönüştürürse kendisini yaşatmış, ölümsüzleştirmiş olur.
Yazar olma yolculuğumda tabi ki sevgili eşim Zeynep Hanım’ın ve çocuklarımın bana olan desteklerini tarif etmek gerçekten mümkün değil. Hem teşvik ettiler hem de başaracağıma ve yapabileceğime beni daha çok ikna edip inandırdılar. Dolaysıyla onlara çok şey borçluyum ve onlarla kendimi daha güçlü hissediyorum.
Rüyamdaki Mucize kitabınız hakkında okurlarınıza neler söylemek istersiniz?
Paylaşmanın her zaman için sağlıklı ve faydalı bir metot olduğuna inanıyorum. İnsanlar hem başarılarını hem de hatalarını paylaşmalıdır. Paylaşmanın fayda getireceğine inanmalıdırlar. Rüyamdaki Mucize kitabımı yazmaktaki gayem buydu. Rus edebiyatının ünlü ismi Lev Nikolayeviç Tolstoy’un meşhur “Başkalarının hayatından ders alın. İnsan bütün hataları kendisi yapacak kadar yaşamıyor.” sözünü hatırlatmak istiyorum.
Başucu yazar ve kitaplarınız kimlerdir/nelerdir? Yazar ve kitapların hayatınızda nasıl bir etkisi oldu?
Birçok roman okudum en çok da Tolstoy, Dostoyevski, Victor Hugo gibi dünya klasikleri kitaplarının yazarlarını okudum. Araştırma ve tarihle ilgili okuduğum kitaplarda oldu mesela Amin Maalouf, Naval el Saddavi veyahut Server Tanilli gibi ama onlar sadece bilgi ve birikim için esas aldıklarımdır. Esasen beni yazmaya teşvik eden büyük yazarımız Yaşar Kemal ve onun dev eseri İnce Memed oldu. Saygı ve minnetle anıyorum. Yazarların hayatımda büyük etkisi oldu tabi ki. Girdiğim her ortama her kişiye şiir, öykü veyahut kitap gözüyle bakmaya başladım.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı?
Evet var. Asrin’in maceraları adlı bir çocuk hikâyesi üzerinde çalışıyorum. Geleceğimiz olan çocuklarımıza da edebiyat adına bir şeyler yazmak istedim. Eserim bitme aşamasında, kısa bir süre zarfında bunu da tamamlamış olacağım. Okurlarımla buluşturmak için büyük bir çaba sarf ediyorum.
Neden Asrin? Bunun sizin için özel bir nedeni var mı?
Evet, aslında özel bir nedeni var. Asrin benim kızımın adı. Bu yüzden onu yazdığım hikâyenin kahramanı olarak seçtim. Hikâyede ki diğer kahramanlar da kızlarım ve kuzenlerinden oluşuyor. Bu beni oldukça mutlu ediyor.
Son olarak genç yazar adaylarına söylemek istediğiniz bir şey var mı? Onlara nasıl bir tavsiyede bulunmak istersiniz?
Aslında yaşadığımız bu hayatta her insanın başından geçmiş bir olay ya da yaşamış olduğu bir hikâyesi mutlaka vardır diye düşünüyorum. İçinizi daima kemiren bir sır olarak saklamaktansa yazarak paylaşmalarını tavsiye ediyorum. Örneğin bu bir şiir ya da bir kitap olabilir. Yazarak paylaşmalarının daha doğru ve faydalı olacağına inanıyorum. Genç yazar adayları facebook ve instagram'dan bana ulaşarak diledikleri soruları iletebilirler.