Merhaba Enes Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1971 yılının 1 Eylül dünya Barış gününde doğdum. Bu beni mutlu eden çok özel bir durumdur. Çünkü savaşa karşıyım ve barış taraftarıyım. Tüm sorunlar yasalar çerçevesinde, güzel ahlak ile merhametle, anlayışlı olarak, herkes birbirinin haklarına saygı göstererek çözülmeli. Çünkü savaşın en çok kaybedeni çocuklar ve kadınlar oluyor. Ve ben buna kesinlikle razı değilim.
Yazarlık sizin için ne ifade ediyor? Yazar olma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Bu yolculukta size kimler destek oldu?
Ortaokulda Türkçe öğretmenim yazdığım bir şiiri çok beğenmişti. Ve tüm sınıfa şair olayım ve bu alanda çok başarılı olayım diye özel dua ettirdi. Ve bir gün rüya gördüm. Rüyamda yazar ve şair olarak uzun bir hayat yaşamıştım. Uyandığımda aynı hâl üzerimde devam ediyordu. Ondan sonra roman yazmayı, şiir yazmayı daha çok sevmeye başladım. Babam odama gelip sayfalar dolusu yazılar yazdığımı gördüğünde kızardı bana. Bu işi yapanlar hep açlıktan öldü. Öldükten sonra meşhur olup çok para kazanıyor yazarlar. Aklını başına topla derdi. Bu işi yaparken en büyük desteğim Tasavvuf Mürşidim Naci Efendi oldu. Bu işi yaparken nelerle karşılaşacağımı anlattı ve neler yapmam gerektiğini öğretti. Ve Ömer arkadaşım. Sonra Mehmet Ali ağabeyim, Abdurrahman Hocam ve günümüzde dünyanın en ünlü adamı Reis. Onlar da bana her konuda çok büyük destek oldu. Vede kitabımı yayınlayan Alaska Yayınevi. Sonsuza dek onları unutmayacağım.
Yazarlık benim için tek bir bedende pek çok hayatı yaşamayı ifade ediyor. Hayal kurmayı çok seviyorum. Hayallerimden gerçekmiş gibi çok büyük lezzet duyuyor ve çok mutlu oluyorum. Yazdıklarımı, okuduğum kitapları gerçekten yaşıyorum. Yazarken okurlarımı görüyorum adeta. Onlarla konuşuyorum. Onların hayatlarını paylaşıyorum. Onlarla bir bütün oluyorum. Bu müthiş çok muhteşem güzel bir şey!
İlk kitabınız Ahşap Tren okuyucuyla buluştu. Okurlarımıza kitabınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Öncelikle çok sevindim. Ahşap Tren’in yayınlanması benim için bir dönüm noktası oldu. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Level atladım yani. Eserlerimi Yüce Rabb’imin herkes için hayırlı nurlu ve mübarek eylemesini istiyorum. Sonsuzluğa uzanan hayat yolların aydınlanmasına vesile etmesini istiyorum. Okurlarım Ahşap Tren ile başka alemlere, boyutlara gidecekler. Zamanda yolculuk yapacaklar. Herkes kendince bir yorum katacak ve farklı bir şekilde anlayacak kitabımı. Herkes aradığını bulacak yani!
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Necip Fazıl ile aramızda manevi bir bağ var. Çile isimli şiir kitabı başucu kitabım sayılır. Ve dünyadaki insanların içinde en çok sevdiğim kişi olan Mürşidim Naci Efendim. İkisinin eserleri gönül dünyamı aydınlattı. Bana sonsuzlukları gösterdi. Ve Kuran’ı Kerim de bunlara dahil. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselam, onun nurlu ilahi aşk dolu hayatı ve sevgili Ashabı Kiram’ı. Dünya klasiklerinden Victor Hugo’nun Deniz İşçileri, Frank McCourt’un Angela’nın Külleri, Orhan Pamuk ‘un Beyaz Kale’si, Charles Dickens’in Büyük Umutlar’ı ve R.T.E’nin Daha Adil Bir Dünya Mümkün eserleri hayatıma çok şeyler kattı.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Hawaii isimli bir çalışmam var. Tatilde Cumhurbaşkanı Kemal Beyin kızı Melis ile tanışıp evlenen Ahmet’in tatilleri sürecinde İslami ziyaret mekânlarını ziyaret ederlerken İslam ile bağlarının çok güçlenmesini, Hawaii de yanardağ patlamasına yakalanmalarını ve Melis ile Ahmet’in aralarındaki gizemli önemli bir sırrı anlatıyor.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Sonsuzluğa uzanan hayat yolları başarılarla mutluluklarla dopdolu olsun. Canı gönülden sevgi ve saygılarımı sunuyorum her birine tek tek, ayrı ayrı!
No comments
Post a Comment