Merhaba Fatma Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Evet tabii ki, 59 yaşındayım, bir kız annesiyim ve şu an için Almanya’da yaşıyorum. Aslen Kilis doğumluyum. Büyük ve sevgi dolu bir ailenin içine doğdum ve 1993 yılında evlendim, bu nedenle de Almanya’ya geldim. Şu an kızımla ve bir kedimizle Stuttgart’ta yaşıyorum.
Sizce şiir nedir? Okurun şiirden aldığı lezzeti hangi imgelere bağlıyorsunuz?
Bence şiir bir insanın gerçek ve şeffaf duygularıdır. Kelimelerin zihinde dans etmesi gibi. İnsana haz veren hangi duygu olursa olsun şiirde devleşebilir her cümle. Şairin dünyasında şiirleri bir çiçek bahçesi gibidir ve her bir şiirin ayrı bir kokusu, rengi ve hazzı vardır. Bu yüzdendir ki şiir okurları mutlaka kendilerini bir şiirde bulabilirler.
Şairlik benim için duygularımı dile getirebildiğim en güçlü alan.
Şairlik sizin için ne ifade ediyor? Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Bu yolculukta size kimler destek oldu?
Şairlik benim için duygularımı dile getirebildiğim en güçlü alan. Yazma yolculuğum ise ilkokulda başladı. Ezberimin kuvvetli olması ve sesimin gür çıkmasından dolayı bayramlarda öğretmenlerim tarafından hep şiir okumam istenirdi. Şiir yarışmalarına da katılarak ve hep birinci olmanın verdiği mutluluk ve heyecan ile şiire ve edebiyata merakım artmaya başladı. Sonrasında ben çocuk yaşta kendi şiirlerimi yazmaya başlamıştım, bu şekilde ilk adımı o yaşlarda atmış oldum. Bu yolculukta birisi değil ama annemi küçük yaşta kaybetmiş olmanın hüznü ve onu hiç tanımamış olmanın özlemi bana daha çok şiir yazmaya ilham oldu.
Yaşama dair duygularınızı paylaştığınız şiirlerinizin yer aldığı İz kitabınız Alaska Yayınevi’nden çıktı. Sizi yaşam ile ilgili şiirler yazmaya sevk eden nedenler nelerdir?
Yaşanmışlıklarım kısacası. Aynı zamanda çevremdeki yakın arkadaşlarımın hayat hikâyelerinden de esinlenerek yazdığım şiirlerim oldu. Çok erken yaşta yatılı okulda okumaya başladığım için aileme olan özlemim ve kendimi yalnız hissetmemin verdiği hüzünle, kimseye ifade edemediğim duygularımı kaleme aldım. Bu vesile ile şiire olan zaafım ve şiire yönelik çalışmalarımı gelişti.
Başucu yazar, şair ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Okuduğum her kitap bana yeni bir yolculuk hazırlamıştır ve okuduğum her kitapta kaybolurum. Gençlik yıllarımdan en çok hatırımda kalan eserlerden birkaçı bunlardır: Huzur Sokağı, 1970 (Şule Yüksel Şenler), Ayrık Otları, 1977 (Zekai Eryalaz), Gün Olur Asra Bedel, 1980 (Cengiz Aytmatov), Üvey Anne, 1983 (Ahmet Lütfi Kazancı).
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Üzerinde çalıştığım herhangi bir kitabım henüz yok, ancak ileriye yönelik okuyucularımla paylaşmak istediğim birçok şiirim daha var.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben okuyucularıma şunu söylemek isterim: Okuduğunuz şiirlerim kiminiz için belki aşk şiiri olabilir, belki de kiminiz için aile durumunuzu, arkadaşlık ilişkilerinizi veya size özel herhangi bir insan ilişkinizi kaleme almış hissettirebilir. Sizin ferah algınıza ve içinize nasıl siniyorsa sinsin, herhangi bir duygu durumunuzu bir şiirimde bulabilmiş olmanızı bilmek benim için çok değerli olacaktır.