Merhaba Kaya Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
İlkokul ve orta eğitimimin büyük bir bölümünü banka müdürü olan babamın görevi nedeniyle Anadolu’nun değişik il ve ilçelerinde tamamladım. Yıldız Teknik Üniversitesi mezunuyum. Yurt içi ve yurt dışında bir çok proje ve uygulamalar yapan mimarlık ve mühendislik firması sahibiyim. Yayınlanmış altı romanımdan ikisinin ikinci baskıları yapıldı. Bir romanım Kültür Bakanlığı tarafından tüm şehirler kütüphanelerine dağıtıldı.
Yazarlık sizin için ne ifade ediyor? Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Bu yolculukta size kimler destek oldu?
İyi bir gözlemci olduğuma inanıyorum. Çok küçük yaşlarda yaşadığım ve şahit olduğum olaylar duygu dünyamı aktif hale getirdi. Henüz ilkokul birinci sınıf öğrencisiyken babam, iktidar partisinin il başkanının kredi talebini reddedince genel müdür telefon ile arayarak krediyi vermesini ister. Babam, il başkanının mali verilerinin kredi verilmesine engel olduğunu söyler, ısrar eden genel müdüre ‘Yazılı talimat gönderin ben de vereyim.’ cevabını verince aynı gün Güneydoğuda bir ilçeye adeta sürgüne gönderilme yazısı tebliğ edilir. Birkaç gün sonra Ankara tren istasyonunda güneydoğu ekspresine binerken eşyalarımızın bir kısmının garda kaldığını gören istasyon şefi, trenin hareket etmesine izin vermeyerek bekletmişti. O günden bu güne siyasetin yaşamın her alanın da benzer davranışlar sergilediğine şahit olmaktayız. Yine aynı yaşlarda İstanbul’da kaybolan ve gazete manşetlerinden eksik olmayan küçük kız sanırım ismi Ayla idi, aylarca bulunur umuduyla sabahları uyanır uyanmaz gazetelere bakardım.
Küçük yaşlarda yaşadıklarım ve sonrasında şahit olduklarımın yazar olmamda etkileri olduğuna eminim. Başlangıçta snopsis ve tretman denemelerim vardı. Belçika’da doğan ve sinema eğitimini yine Belçika’da tamamlayan Kayra Duru ve aile dostumuz, Yüz Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak abimin teşvikleriyle roman yazmaya başladım. Değer Miydi, Üç İki Kardeş, İki Anne İki Oğul, Pasinler Kaymakamı Ufuk, Evlat ve Sona Doğru Giderken olmak üzere altı kitabım yayınlandı. Pasinler Kaymakamı Ufuk, Kültür Bakanlığı tarafından şehir kütüphanelerine gönderildi. Üç iki kardeş ve Pasinler Kaymakamı Ufuk kitaplarımın ikinci baskıları yapıldı.
Sona Doğru Giderken isimli romanınız Alaska Yayınlarından çıktı. Tebrik ederiz. Kitabınızdan biraz bahseder misiniz? Böyle bir konuyu ele almak aklınıza nasıl geldi?
Son kitabımı yayınlayan Alaska Yayınlarına teşekkür ederim. Titiz bir editör kontrolü ve kapak çalışması ile kitabın yayınını gerçekleştirdi. Günümüzde etik değerlere aykırı ticaret yapan kişilerin ve şirketlerin olduğu somut bir gerçek. Bu kişi ya da firmalarla iş yapan bir çok insanın büyük sıkıntılar yaşadıklarına şahit oldum. Bu gibi konularda hatta genel olarak mahkemelerin çok geç karar aldıkları ve mahkemelerin işleyişi anlayış içerisinde bilirkişilerin bulunması ne yazıktır ki mahkemelerin zaman zaman doğru kararlar almasına engel oluyor. Ya da çok geç alınan kararlar insanların mağdur olmalarını önlemiyor. Sona Doğru Giderken isimli romanı yazarken biraz önce anlattığım etik ve ahlaki iş anlayışından uzak iş verenlerin ve hukuk sisteminin tartışılan durumundan dolayı mağduriyet yaşayanlara şahit olmamın etkisi bulunmaktadır. Romanlarımın konusu tamamen kurguya dayalı değildir. Yaşanılan, şahit olunan ve duyumlara dayalı konuları kurgulamak suretiyle yazmaya çalışıyorum.
Başucu yazar, şair ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Şu anda Yaşar Gürsoy tarafından yazılan ‘Atatürk’ün Katilleri ve O Doktor’ isimli kitabı okuyorum. Tolstoy hayranıyım. Son senelerde çoğunlukla yakın tarihimiz ve siyasi içerikli kitaplar okumaktayım.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Yazmakta olduğum ‘’Babam İçin’’ ismini vereceğim romanım, yakın dövüş eğitimi sertifikasına sahip üniversite öğrencisi gencin, rahat bir yaşamdan sonra ailesinin içine düştüğü sıkıntıları ve verdiği uğraşı anlatan duygusal ve sürükleyici bir konuyu içermekte.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum, insanların geçim sıkıntısı içerisinde olduğu gerçeği bir yana, kâğıdın ithal edildiği bir ortamda yayın evlerinin artan maliyetlerini kitap satışlarına yansıtması nedeniyle okuyucuların her istedikleri kitapları alamamaları çok üzücü. Hükümetin, yayın evlerine vergi muafiyeti getirmesi gerekir. Ancak bu konu ile ilgili ne yazık ki hiçbir faaliyet bulunmamaktadır. Bazı iş insanlarına getirilen vergi muafiyeti düşünüldüğünde, bu konunun gündeme getirilmemesi dahi düşündürücüdür.