Öleceğim günü seçebilseydim eğer;
Bir cuma akşamı ölmek isterdim
İlkbaharda, hatta aylardan da nisan olsun;
Kışın soğuğunun kırıldığı, baharın yüzünü gösterdiği,
Serin havayı içine çekerken;
Akşam güneşinin ruhunu ısıttığı bir cuma akşamı
Güneş alçaldığında sarı ışığın şehrin sokaklarını aydınlattığı,
Yerlerde gölgelerin uzadığı,
İnsanların mutlu olduğu bir cuma akşamı
Torununun elinden tutmuş parka götüren ninelerin
Hafta sonuna kavuşmuş iş çıkışı güler yüzlü insanların
Okul çıkışı sohbet ederek yürüyen gençlerin kahkahalar attığı bir cuma akşamı
Ve kendi adıma; yarım kalmamış, başarmış, borçsuz, pişmanlıksız, mutlu bir cuma akşamı
Vedalaşarak gitmek, ardından el sallayan, umut dolu,
Yaşamaya değecek hayatlarına devam eden sevdiklerini;
Arkada mutlu bırakarak gitmek isterdim bir cuma akşamı
Güzel bir cuma akşamı; öldüğümü hemen unutsunlar, yesinler, içsinler, gülüp eğlensinler,
Hiç pazartesi gelmeyecekmiş gibi;
Aynı benim gibi…