Yaşam koşullar giderek zorlaşıyor. Her türlü malın fiyatı baş döndürücü şekilde artıyor. Bireylerin geliri yerinde saymaya devam ettiğinden ihtiyaçlar karşılanamaz hâle geliyor. Aylık gelirin büyük bir bölümü gıda harcamalarına giderken elde avuçta pek bir şey kalmıyor. Okullar açıldı. Harcamalar katlandı. Ancak özel okul harcamaları da cep yakıyor. Yıllık okul ücreti, yemek ve servis ücretleri velileri iyiden iyiye bunaltmış durumda. Buna bir de kırtasiye harcamalarını eklerseniz çıldırmamak elde değil!
Bu durumda çocuklarımızı geleceğe nasıl hazırlayacağız. Okulda karnını zor doyuran çocuklarımıza okuma alışkanlığını nasıl kazandıracağız? Çocuklarımızı öykü kitaplarıyla nasıl buluşturacağız? Çünkü çocuk kitapları da artan pahalılıktan nasibini fazlasıyla almış durumda. Bir çocuk kitabı 30-40-50 TL. Veliler nasıl alsın? Yayınevleri de haklı…
Kitap için gerekli olan tüm girdiler ithal ediliyor. Her şey dolara veya avroya endeksli… Bu durum yayımcıların ve yazarların belini büküyor. Her türlü olumsuz koşullara rağmen çocuklarımızı kitaplarla buluşturmanın bir yolunu bulmamız gerek. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, çocukların eğitimine önem verilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuşmuştu:
Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi aydınlığa çıkaracak olan sizlersiniz. Kendinizin ne kadar önemli ve değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.
O halde herkes elini taşın altına koymalıdır. Sivil toplum kuruluşları iş insanları ve belediyeler kitap kampanyaları düzenlemelidirler. Çocuklara ücretsiz öykü kitabı temin etmelidirler. Aksi takdirde çocuklarımız ellerinden düşürmedikleri sanal oyuncakların girdabında heba olup gideceklerdir.