Merhaba Hasan Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Efendim 1969 Gümüşhane doğumluyum. Küçük yaşlardan itibaren Erzincan’da ikamet etmeye başladık. İlk, orta ve lise yıllarım Erzincan’da geçti. 1987 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde yükseköğrenime başladım. 1991 yılında üniversite hayatım sona erdi. 1992 yılından itibaren Maliye Bakanlığı’nda çalışmaya başladım. Halen aynı bakanlıkta çalışmaktayım. Evli ve üç çocuk babasıyım.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
Şöyle ifade edeyim. İlk olarak 2015 Haziranında Masal Değil Gerçek isimli bir kitap çalışmam oldu. Bu eser, esasen hiç gündemimde yokken, ölüm ve ötesine ilişkin okuduğum bazı eserlerdeki ölüm olayına bakış veya yaklaşım tarzının hissiyattan çok uzak olduğu kanaatiyle, ayet ve hadisler ışığında kaleme aldığım ve iman noktasında farklı konu başlıkları ile içeriği zenginleşen bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan bir eser olmuştur. Bu çalışmayı ilk ve son olarak nitelemişken 2023 yılının ortalarında bazı AB ülkelerinde ortaya çıkan menfur Kur’an yakma olayları üzerine, Kur’an-ı Kerim üzerine yapılan çok kıymetli çalışmalardan yararlanarak Kur’an’a bakış açısını oldukça değiştirecek bir eser yazılabileceğini değerlendirirken bir anda kendimi böyle bir çalışmanın içinde buldum. Sonrasında malumunuz İlahi Sırların Keşfi isimli eser ortaya çıktı.
Bu yolculukta size kimler destek oldu?
Açıkça söylemek gerekirse çalıştığım kamu kurumunun nitelikleri dikkate alındığında bu içerikte bir eser ortaya koymak çok da kolay olmuyor. Ancak gelişen konjonktür sizin için birden bire itici bir güç olabiliyor. Bu anlamda bu eserin kaleme alınmasında Kur’an-ı Kerime yönelik eylemlerin itici güç olduğunu, ilk yazdığım eserin de bu anlamda cesaret verdiğini söyleyebilirim. Başlangıçta bu çalışmalar daha ziyade kendi iç dünyama yönelik olup sonucunun elle tutulur gözle görülür bir esere dönüşeceğini pek ihtimal dahilinde görmediğimden daha ziyade gözlerden uzak bir çalışma olmuştur. bu bakımdan kişisel desteklerden uzak kaldığımı ifade edebilirim.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan olağanüstü sırların ve mucizevi işaretlere yer verdiğiniz İlahi Sırların Keşfi kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı. Tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Öncelikle teşekkür ederim. Bu eser sizin de ifade ettiğiniz gibi Kur’an-ı Kerim’de yer alan olağanüstü sır ve mucizevi işaretlerin çok ve çarpıcı ancak küçük bir kısmını ihtiva etmektedir. Peygamber efendimize mirac mucizesinden ayın yarılması mucizesine, ellerinden su akmasından zehirli etin dile gelip konuşmasına kadar çok sayıda mucize verilmiştir. Ancak bütün âlimler ittifakla Peygamber efendimize verilen en büyük mucizenin Kur’an-ı Kerim olduğunu ifade etmişlerdir. Kur’an-ı Kerim’in mucizevi yönleri izah edilirken en belirgin özelliklerinin edebi yönü ve anlatım şeklinin ulaşılamaz ve taklit edilemez derecede üstün özelliklere sahip olması ifade edilmektir. Gerçekten de gerek edebi yönden gerekse üslubu bakımından bugüne kadar O’nun bir benzeri yazılamamıştır. Bunun yanında içerisinde bugüne kadar insanların bilmediği nice bilgileri ve ilimleri barındırması, geçmişten ve gelecekten verdiği haberler O‘nu benzersiz kılmaktadır. Bununla birlikte günümüz bilgisayar ve uzay çağı, insanların gerek hayata bakış açısını gerekse hayattan beklentilerini çok önemli ölçüde değiştirmiş ve bu çerçevede dinin ve dini anlayışların hayattaki rolü de bu değişimden payını olumsuz bir biçimde almıştır. Böyle bir dönemde insanların ekser kısmı için Kur’an-ı Kerim’in muhteşem edebi yönü ile harika üslubunun yanında göze hitap edecek diğer bir deyişle elle tutulur gözle görülür farklı üstünlüklerinin de çağın gidişatına uygun olarak ortaya çıkması icap ediyordu ki Allah c.c bunun da kapısını kullarına açmış ve ilahi kelamında gizlediği hazinelerin bir kısmını, onlara icat ettirdiği vasıtalar eliyle onlara göstermeye başlamıştır. İşte okuyucular bu eserde Kur’an-ı Kerim’in gizli kalmış bu mucizevi işaretlerinin bir kısmını görecekler ve Kur’an-ı Kerim’in neden en büyük mucize olduğunun sır perdesini aralayacaklardır.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Bu konuda şahıs ve kitap isimlerinden ziyade genel bir bilgilendirme gayesiyle şöyle söyleyebilirim. Başucu kitabım daima Kur’an-ı Kerim ve hadis kitapları olmuştur. Bunun yanında çeşitli yazarların birbirinden kıymetli eserleri, çeşitli risaleler ve biyografiler ilgi alanım içerisindedir.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
İlk çalışmam olan Masal Değil Gerçek ve bu ikinci çalışmam İlahi Sırların Keşfi isimli eserler, önceden planlanmış yahut yazar olmak gayesiyle ortaya çıkan eserler değil. Hatta ilk eserden sonra da düşündüğüm gibi bu ikinci eserden sonra da yeni bir eser üzerinde çalışmayı düşünmüyorum. Bu yönde bir planım yahut düşüncem de mevcut değil. Ancak böyle bir çalışmam olursa bu çalışma muhtemelen İlahi Sırların Keşfi isimli çalışmamın ikinci cildi olabilir. Zira Kur’an-ı Kerim ilahi sırlar bakımından tükenmez bir hazine niteliğinde olup gelişen bilgisayar teknolojisi ile birlikte her geçen gün yeni yeni sırlarını ifşa ediyor. Bu bakımdan ilk baskının akıbeti doğrultusunda ikinci cilt için bir çalışma söz konusu olabilir.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Okuyucuların bu eseri okuduktan sonra Kur’an-ı Kerim hakkındaki fikirlerinin ve O’na bakış açılarının çok önemli ölçüde değişeceğinden eminim. Okuyucu kardeşlerim bu bilgilere vakıf olduktan sonra Kur’an-ı Kerim’in ne derece ulaşılması imkansız bir ilahi hitap olduğunu, bir kitap hacmi içerisine bu kadar sırlı bilginin sığdırılmasının ancak bu eserin Allah kelamı olmasıyla açıklanabileceğini çok açık ve net bir şekilde göreceklerdir. Son olarak bütün okuyuculara sağlık ve esenlik dolu bir hayat diliyorum.