Merhaba İsmail Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
2001 yılı mayıs ayında Isparta’da doğdum. Küçüklükten beri hep bir şeylere ilgi duymuş ve araştırmayı sevmişimdir. Edebiyatla iç içe olmak bu koşuşturmalı hayatta benim için nefes alma durağı oldu her zaman. İnsan yeterince okuduktan sonra ister istemez kendi fikirlerini bir esere dökme isteği duyuyor. Benim durumum da tam olarak bu. Hayatımdan memnunum ve her okuduğum kitap; her öğrendiğim yeni bir bilgi sayesinde memnuniyetimin de giderek artacağını umuyorum. Yaşadığım şehri seviyor ve büyüdüğüm şehirde yaşlanmak istiyorum.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
Okuduğunuz her yazar size olaylara farklı açılardan bakmanızı sağlar, edebi kişiliğiniz ilerlediği sürece siz de kendi bakış açılarınızı keşfedersiniz. İşte benim yazma serüvenim de böyle başladı. Kaldı ki hayallerimden bir tanesi de ömrüm olursa bundan 40-50 yıl sonra dönüp yazdıklarıma baktığımda yirmili yaşlarım ve yetmişli yaşlarım ile aramdaki düşünce farklılıklarını görmek. İnsan dün düşündüğünü bugün unutabiliyor; bu yüzden yazıyorum ki yıllar sonra dönüp baktığımda unuttuğum düşünceleri tekrardan hatırlayabileyim.
Bu yolculukta size kimler destek oldu?
Pek tabi yakın arkadaş çevrem; ben bir kitap yazmaya başladığımda bundan sadece birkaç arkadaşımın haberi olur ve doğal olarak da desteği onlardan görürüm. Zaten en büyük destekçilerimden birisinin ismini de kitabımın kapağına bir teşekkür eşliğinde ekledim.
Okurlara tarihin, felsefenin, dramın ve yaşam üzerine düşüncelerin bir karmaşasını sunan Hicran kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı. Tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Bekleyen sürprizlerden birisi bir insanın kaderinde ne varsa onu yaşayacağı. Bu söylediğim tabi ki kimse için sürpriz değil lakin ne demek istediğimi kitabı okuduklarında anlayacaklardır. Bir diğeri ise pişmanlığın en katı kalpli insanları bile nasıl değiştirebileceği. Şimdilik bu kadarını söyleyeyim; sürpriz bozulur diye korkuyorum.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Ben çoğu yazar gibi bir Rus edebiyatı hayranıyım. Psikanaliz konusunda Dostoyevski; Tolstoy gibisi sanırım bir daha gelmez. Ama Steinbeck; Kazancakis gibi akıcı yazarları okumaktan da her zaman haz duymuşumdur. Tür edebiyatında ise Kemal Tahir benim için olmazsa olmazlardan bir tanesidir. Her kitap farklı okuyucuda farklı etkiler bırakır. Benim baş ucu yazarlarımın kaleminden çıkan kitaplar hayatı analiz etme konusunda bana her zaman yardımcı olmuşlardır.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Aklımda bir fikir var fakat daha çalışmaya başlamadım; ipucu konusuna gelirsek dediğim gibi bir kitaba başladığımda bundan sadece yakın çevremin haberi olur; o yüzden prensiplerimin dışına çıkmak istemiyorum; anlayışınız için teşekkürler.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Tabi ki her yazarın söyleyeceğini ben de söylemek isterim; okuyun ve okutun. Lakin burada önemli olan bir kitabı okurken aynı zamanda yaşamaya da çalışın. Kitaplar fikirleri; fikirler insanları; insanlar ise dünyayı değiştirirler. Kitap okumak bu kadar mı önemli demeyin; çünkü bence bu kadar önemli.