Merhaba Nilüfer Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1982 yılında Sivas Hafik ilçesine bağlı Gölcük köyünde imam bir babanın beş çocuğundan dördüncüsü olarak dünyaya geldim. İlkokulun ilk iki yılını bu güzel köyümüzde diğer üç yılını ise Sivas Merkez İnönü İlkokulu’nda, orta ve lise öğrenimimi ise İmam Hatip’te tamamladım. Eğitim-öğrenim hayatıma 28 Şubat süreci sebebiyle ara verirken o esnada evlendim ve varlıklarıyla her daim kendimi şükründe aciz hissettiğim ikisi erkek üçü kız beş çocuk annesi oldum. Onları büyüttükten sonra tekrar sınava girdim ve Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden örgün olarak mezun oldum. Halihazırda bir çok derginin yanı sıra yerel ve ulusal basında köşe yazarlığı ile radyo ve televizyonda yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğim dini ve kültürel formatlarda programlar yapmaktayım. 2022’de “Kalp Kaç Köşe” İsimli ilk şiir kitabımı, 2024’de “Bir Mevsim Bulmalıyım” İkinci şiir ve yine 2024’de ilk deneme eserim olan “Dönemeç” Kitabımı neşrettim. Yazmanın bir sevda olduğunu düşünen biri olarak yazmaya devam etmekteyim.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
Daha elim kalem tutmadan rahmetli dedelerim ve sevgili babacığımın sayesinde kitaplarla kurmuş olduğum ünsiyet beni o kitapların büyülü dünyasına dört yaşında almıştı. Benim daha harfleri öğrenmeden imza atmaya çabalamamın arka planında o kitapları benim yazıyor olma hayalim yer alıyordu belki de? Ben başkalarından hep farklı olduğumu fark ediyordum. Bazen akranlarım tarafından dışlansam da köyde büyüyen bir çocuk olarak kedilerle, köpeklerle, danalarla, kuzularla, otlarla, çiçeklerle, böceklerle hatta ve hatta taşlarla, topraklarla konuşuyordum. Güneş çok enteresandı mesela, yıldızlar çok başkaydı. Sanki içimden bir başkası bana bir şeyler diyor, sanki dışımdan bir şeyler bana fısıldıyordu. Artık adına ilham denen bu esrarengiz parantezin içindeki basınç elime kalemi alınca ağırlaşmaya başlamıştı. Malumunuz insanın savunması da savunmasızlığı da muhakkak ki düşünceleridir. İşte imandan önce insana düşünme melekesi verilmiş, akletmeyen ve düşümeye muktedir olmayana mükellefiyet dahi verilmemiştir. Bu gayriihtiyari halin celbinden mütevellit olsa gerek yazmaya başladım. Kimi hayranlıkla alkışladı, kimi hayretle baktı, kimi uydurulan kelimeler olarak algıladı hayal gücünü. İnsan kendine yaslanırsa kimse onu yıkamazmış. Yazma hususunda İmam Hatip Meslek Hocalarıma minnettarım. Hepsine selam olsun.
Bu yolculukta size kimler destek oldu?
Evet yazmak okumaktan daha cüretkâr bir eylem ve bu hususta size destek olanların çok kuvvetli kişilikler ve karakterler olması gerekiyor. Hem sizin adınıza hem sizlere destek olanların adına güçlü olunmalı ki bu gücün yegane ölçütlerinden biri de sabır. Sevmek ve istemek malumunuz çaba olmadan hep yarım kalmaya mahkumdur. Bir önceki sorunuza istinaden söylediğim gibi İmam Hatip Meslek Hocalarımın öncülüğünde çıktığım bu yolculukta gerek İlâhiyat Fakültesi hocalarımın gerekse edebiyat camiasından bir çok Üstadımın desteğini aldım ancak adını zikretmeden geçemeyeceğim Mehmet Memdoğlu Hoca'mın hakkını ödeyemem.
Sizce şiir nedir? Şiirde olmazsa olmaz dediğiniz öğeler var mı?
Şiir, insanın içsel ahenginin kelimeyle raksıdır, Şiir, kelimelerin anlam libasını giyindiği sadece gönlü olanların aynasında, kendi iç dünyalarının yansımasıdır. Şiir, aşk basamaklarında nihayetsiz bir seyirdir. Şiirde olmazsa olmaz dediğim iki şey var, biri ahenk diğeri anlam. Şöyle ki serbest şiir dahi olsa ahenk olmayacaksa eğer o bir nesirdir, kimse kimseyi kandırmasın. Anlam yoksa eğer amaç da yoktur ve felsefesi olmayan hiç bir edebî metinin kıymet-i harbiyesi yoktur, nitekim de olmamalı diye düşünüyorum.
Şairlik sizin için ne ifade ediyor?
Şairlik benim için kalemin ve kelamın zirvesini temsil ediyor. Hakkıyla şiir yazabilen birisinin her edebi türde eser verebileceği algısındayım. Kalemin en zoru şiirdir ve eğer bu kalemin sahibine şair deniliyorsa hali ile onlar da zor kişilerdir. Bazen kendilerini bu dünyaya ait hissetmediklerini dahi duymuştum üstatlarımızdan. Bence şairler, toplumun mütefekkirleridir. İnsanların bakıp göremediklerini iki kelimeyle perde perde sererler aleme. Şairler gönül adamlarıdır, hiciv dahi yazsalar kalbi Kâbe bilir incitmekten imtina ederler. Benim için şöyle ya da böyle herhangi bir davası olmayan ve gönül kıran insan alleme-i cihanın kralı şair olsa bir anlam ifade etmez.
Deneme türündeki Dönemeç ve şiir türündeki Bir Mevsim Bulmalıyım kitaplarınız Alaska Yayınları’ndan çıktı tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Çok teşekkür ederim sağ olun çok naziksiniz. Çiçeği burnunda iki eserimiz evet Alaska Yayınları’ndan çıktı. Öncelikle İsrafil Bey nezdinde Alaska Yayınlarına çok teşekkür ederim. Yoldan ziyade yoldakini, yolcular yorar derler. Eğer yolculuğunuzu yorulmadan tamamlamışsanız yol arkadaşlarınızın iyiliğindendir. Bu minvalde güzel bir seyir halinde neşrettik kitaplarımızı çok şükür. Nasıl sürprizler bekliyor sorusuna gelecek olursak, sanki bir yapboz parçası gibi dağılmışım yazdığım her cümlede. Okurlar beni, su dolu şeffaf bir fanusun içindeki kırık camlar misali bulacak belki? Belki okudukça onlara dokunan, yüreklerini kanatan kesiklerin müsebbibi olacağım? Belki kendilerinde hiç hissetmedikleri bir duygunun kaşifi olacaklar okurken? Bilmiyorum, ama ben açık yüreklilikle şunu söyleyebilirim ki “ Hissetmediğim hiç bir şeyi yazmadım”
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Kitap denilince en tabii Allah'ın kitabı Kuran-ı Kerim geliyor aklıma. Edebi bir gözle bakıldığındaki kusursuzluğu, anlam bütünlüğü ve birbiriyle çelişmemesi gerçekten büyüleyici. Ardından diğer dini içerikli, tasavvufi metinlerin hepsini sıralayabilirim. İnsanın ufkunu açan, vizyonunu genişleten her kitaba saygı duyuyorum ve elimden geldiğince okumaya gayret ediyorum . Hâli ile de Necip Fazıl’ın bendeki yeri çok ayrıdır.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Evet şuan yine Alaska Yayınları'ndan çıkacak olan dini çocuk hikayesi 'Nil Zehra Allah’ı Seviyor' isimli Mehmet Memdoğlu Hocamızla birlikte yapmış olduğumuz bu çalışma basım aşamasında ve çok yakında sevgili okurlarıyla buluşacak. Akabinde bu eserin serisini plânlamamaktayız. Kalp Kaç Köşe ilk şiir kitabımızın yeniden gözden geçirilmiş ikinci baskı hazırlıkları tamamlanmak üzere. Daha sonra yine şiirlerimden oluşan iki kitap 2025 yılında neşrini bekliyor. Tabii konuk formatında yapmış olduğum canlı yayınlardaki hasbihalleri de önümüzdeki zamanlarda konuklarımın onayıyla kitaplaştırmayı düşünüyorum.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Öncelikle bu güzel söyleşi için sizlere çok teşekkür ederim. Okuyucularımıza naçizane şunları söylemek isterim. Hayatlarını gözden geçirsinler ve kendilerini o dairede konumlandırsınlar. Bulundukları yerde aidiyet hissedemiyorlarsa ait oldukları yeri muhakkak arayıp bulsunlar. Çünkü insan kendini ait hissettiği yerde çiçek açar, kendini mutlu hisseder ve etrafındakileri mutlu eder. Yaşıyorsak hiçbir şey için geç değil, unutmayalım. Sevgi, selam ve dua ile...