Çiğdem Yel: Hayat Yarışında Rakibimiz Kendi Şahsımızdır

Edebiyat Gazetesi olarak Alaska Yayınları’ndan çıkan Sohbet Tadında kitabının yazarı Çiğdem Yel ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Merhaba Çiğdem Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar 1986 doğumlu evli ve iki çocuk annesiyim. İstanbul’da yaşıyorum. 2007 yılında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun oldum ve ardından çalışma hayatına başladım. İki ayrı Mali Müşavirlik Ofisinde yıllarca aktif olarak muhasebecilik yaptım. Hayata dair bir takım soruların cevapları için delice araştırmalar yaptım. Sorularıma bulduğum cevaplar beni farklı mecraların içerisine dahil etti. Kıymetli hocalardan medrese ilimleri aldım. Ve sonrasında bu alanda çalışmalar yapmaya başladım. Halihazırda da devam etmekteyim. Okumayı ve araştırmayı çok severdim fakat anladım ki yazmayı da çok seviyormuşum. Tarihi yerleri gezmek, gezerken gördüklerime tefekkürle bakmak, oralarda bir zamanlar başka başka hayatların, hikayelerin yaşandığını derin derin düşünmek,  el sanatlarıyla uğraşmakta yine sevdiğim faaliyetlerdendir.

Yazar Çiğdem Yel, Sohbet Tadında

Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?

Yıllardır hanımlara özel  düzenlenen toplantı ve etkinliklere konuşmacı olarak davet ediliyordum ve bu davetlerin çoğunda kız kardeşim de bana eşlik ediyordu. Bir gün bana “abla sanki önünde bir kitap varmış da ondan okuyormuş gibi anlatıyorsun, neden kitap yazmıyorsun.” deyince bir an acaba diye düşünüp akabinde yazmaya başladım ki,  zaten asıl maksadım daha fazla insana ulaşmak elimden geldiği kadar yardımcı olmaktı ve böylece çok daha büyük ve bir o kadar da farklı kitlelere de ulaşabileceğimi düşündüm. Çünkü zaten katıldığım programa gelenler belli bir düşünce rotası olan yani belirli bir düşünce yapısındaki insanlardan oluşmakta iken, bu vesile ile her kesimden, her düşünceden insana ulaşma şansı yakalamış olduğumu düşünüyorum. Rotasını kaybetmiş, ışığı sönmüş, çıkış yolu bulabilmek adına bütün tuşlara basmış ve uçurumun kenarında çaresiz ve kimsesiz kaldığını zanneden nice insanlara yalnız, çaresiz ve kimsesiz olmadıklarını, kendilerinin kıymetini farkına varıp hayata bütün enerjileri ile dahil olup, sıkı sıkıya sarılmaları adına gayret etmekteyim.

Bu yolculukta size kimler destek oldu?

En başta canım oğlum Muhammed Kayra’m, eşim, babam ve tabii ki teşvik eden kız kardeşim. Onlara da sizin vesilenizle her daim yanımda olup, desteklerini esirgemedikleri için  bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

İsmiyle müsemma eseriniz Sohbet Tadında Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?

Öncelikle teşekkür ederim. Birçok konuda farkındalık kazanıp, özellikle  kendilik algılarında radikal değişiklik oluşacağını düşünüyorum.

Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?

Kuranı Kerim’in tefsiri olan Ruhul Furkan, İmam Gazali’nin İhya’sı, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun Sohbetler... Bu ve okuduğum diğer eşsiz eserler bana hiçbir şey bilmediğimi ve öğrenme sürecinin mezara kadar devam edeceğini öğretti ve daha sakin, dingin, sıkıntıda bile huzurlu olabilmeyi, kimseyi suçlamamayı, başa gelenin Allah’tan olduğunu ve insanların bu noktada sadece birer sebebe araç  olduğunu idrak etmemi sağlayıp, olaylara bakış açımı pozitif yönde değiştirdiğini düşünüyorum.

Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?

Evet var” Sohbet Tadında” kitabımızın devamı niteliğinde fakat daha kapsamlı bir eser olacak inşallah

Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Hayat hepimiz için bir yarıştır fakat yarıştaki rakibimiz yine kendi şahsımız. Hayatın yani yarışın sonuna gelindiğinde herkes haramlardan, yasaklardan, çirkin, boş ve faydasız işlerden kaçmayı ne kadar başarabildiyse o kadar yarışın galibi olacak. Bunun farkında olunan bir hayat yaşamak duasıyla...

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447