Merhaba Hatice Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde doğdum. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunuyum. Halen İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Çocuk Gelişimi bölümünde eğitimime devam ediyorum. İki çocuk annesiyim. Kahramanmaraş’ta ikamet ediyorum. Şiir, deneme, öykü ve yazılarım Alkış, Edebiyatın Başkenti dergilerinde ve Maraş Fısıltı Haber sitesinde yayımlandı; hâlihazırda Düşeyaz Edebiyat Dergisi ve Adana Muhalif Haber Sitesi’nde yazmaktayım. Yazılarımda toplumun kültürel dokusuna dikkat ediyorum, şiirlerimde daha çok hasret, umut, sevgi ve aşk gibi temaları işlemekteyim.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
Öncelikle yazmaya bir haber sitesinde köşe yazılarıyla başladım. Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra, bir sanal derginin imtiyaz sahibi; “Hatice hanım sizi dergimiz de görmekten mutlu oluruz” demesi üzerine uzunca bir süre hem haber sitesinde hem de dergi de gündem yazıları yazdım. Zaman zaman dergiye şiirler de gönderdim. İlk kitabım “Karanlıktaki Çığlık” (Deneme) 2021 yılında okuyucularıyla buluştu. Sonraki yıllarda “Bedel” (Hikâye) “Ciğerimin Sızısı”(Deneme) “Karanlıktaki Çığlık” (öykü) gözden geçirilmiş ikinci baskısı ve “Âşık Hüseyin Topal” (Biyografi) kitaplarım okuyucularına kavuştu. Her kitabımda ayrı bir heyecan duydum. Ben bu heyecan ve mutluluğu, çocuklarımı ilk kucağıma aldığım zaman duyduğum heyecan ve mutluluğa benzetiyorum. Çünkü o an ki duyguları her kitabım baskıya girdiğin de ve baskıdan çıktıktan sonra yaşıyorum. Kitabımı elime aldığımda bir çocuğum daha dünyaya geldi diyorum ve kitabımın sayfalarını açıp kokluyorum. Doğumdan sonra bebeğimi ilk kucağıma alıp öperek kokladığım gibi kitabımın sayfalarını açıyor sarılıyorum ve Yaradan’a şükür ediyorum.
Bu yolculukta size kimler destek oldu?
İlk yazma önerisini değerli arkadaşım, aynı zaman da yazmama vesile olan Gazeteci-Yazar Ali Keklik beyefendidir. Bana “Köşe yazısı yazmayı hiç düşündünüz mü?” dediğini dün gibi hatırlıyorum. İmtiyaz sahibi olduğu haber sitesinde uzun bir süre köşe yazarlığı yaptım. Yazma serüvenime vesile olduğu için Ali Keklik Bey’e teşekkür ediyorum. Bu yolculukta her daim yanım da olan ve desteklerini esirgemeyen kıymetli hocam; (Mehmet Memdoğlu müstear ismiyle yazan) Mehmet Feti Ceylan Bey’e teşekkürü bir borç biliyorum. Menzili görünmeyen uzun yolculukta donanım ve engin bilgilerinden istifade ediyor, önümüze çıkan ve çıkma ihtimali olan engelleri bu minvalde aşmaya çalışıyoruz. Aynı zaman da kitaplarımın editörlüğünü yaptıkları için kendilerine ayrıca teşekkür ediyorum. Yolumuz uzun ve çetrefilli. Çetrefilli yolda emin adımlarla hedefimize doğru ilerliyoruz. Her ne kadar dışarıdan engel ve problemler yokmuş gibi görünse de hedefimize odaklı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Elbette ki henüz yolun başındayız. Menzil ırak, yol uzun; yolcu yola baş koymuş bir meftun.
Kahramanmaraş Andırın ilçesi ve çevresinde, kaybolmaya yüz tutmuş âşıklık ve ozanlık geleneğinin temsilcisi ve kültür elçisi Âşık Hüseyin Topal’ın yaşamını anlattığınız biyografi kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Âşık Hüseyin Topal’ın yaşamının anlatıldığı biyografi kitabım Alaska yayınlarından çıktı, evet. Öncelikle İsrafil Bey’e, sayfa düzeni, kapak tasarımı için emeği geçenlere ve tüm Alaska yayınları çalışanlarına nitelikli ve titiz çalışmaları için teşekkür ediyorum. Kitabımda okuyucuları büyük sürprizler ve ters köşe bilgiler bekliyor. Özellikle kimlik bilgilerindeki ters köşe bilgilerin gerçekliği karşısında okuyucular şaşıracak aynı zaman da meraklarını gidermek için kitabı hemen bitirmek isteyecekler... Ayrıca o zamanın koşullarına rağmen 1960’lı yıllardan sonra köyde bulunan bütün gençlerin ve köy halkının eğitime ne kadar önem verdiklerini, gelişime açık bir köy olması, dünya görüşlerinin o tarihlere nazaran gelişmiş olması, günümüz bireylerinin kendini sorgulamasına vesile olacaktır. Sevgili okuyucularımız “Âşık Hüseyin Topal” kitabını okuduklarında, o zamanki pratik zekâ ile günümüzün teknik zekâsını mukayese etmelerine olanak sağlayacaktır. Her ne kadar teknik zekâ ile tanışılmamış olsa da pratik zekânın nimetlerinden faydalanılmıştır. Yaşadığı dönemin imkânsızlıklarına rağmen Âşık Hüseyin Topal’ın 1978 yılında TRT ye girmek için gösterdiği çabaya okuyucular ilk kez şahit olacak.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Herkes gibi benim önceliğim insana ve insanlığa dair katkılar sunan nitelikli edebi eserlerdir. Özellikle Türk edebiyatının klasiklerini ve dünya klasiklerini zevkle okuduğum gibi günümüz yazarlarını okumayı da ihmal etmiyorum. Okuduğum her klasik eser, hem düşünsel hem de manevi doyum sağlıyor. Günümüzde popüleritesi yüksek yazarlar revaçta olsa da ben, nitelikli edebi eserlerin hak ettiği değeri elbet bir gün göreceğine inanıyorum... Şuan ki konumumu küçük yaşlardan itibaren kitap okumama borçluyum. Bilginin ve bilgeliğin yolu okumaktan geçer. Hedeflerime ulaşmak için kitap okumayı ihmal etmiyorum. Hedefimize giden yolda ilerlemek okuduğumuz kitaplardan çıkaracağımız sonuçlar değil, kitabın hayatımıza kattığı değişimle mümkündür. Bu değişim hayatımızdaki en güzel zenginliktir.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Üzerinde çalıştığım iki dosyam var. İlk olarak okuyucularımın bir kaç yıldır beklediği dosyaya öncelik vereceğim. Ne zaman bir gönderi paylaşsam takipçilerim yorumlarına “şairem” diye başlıyor. Bu da bize okuyucuların bir şiir çalışması beklediğini ortaya koyuyor.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Yazmak Yaradan’ın bahşettiği en büyük ayrıcalıktır. Bana yazmayı nasip eden Rabbim’e şükürler olsun. Yazmaya başladığım ilk kitabım “Karanlıktaki Çığlık” tan sonra “Bedel” “Ciğerimin Sızısı” “Âşık Hüseyin Topal” biyografisinden sonra yaşamım süresince kaç eser yazacağım bilmiyorum. Lakin elim kalem tuttuğu müddetçe yazmaya devam edeceğimi çok iyi biliyorum. Hedeflerimiz ve projelerimiz doğrultusunda emin adımlarla her şeye rağmen edebiyata gönlümü koydum. Yazmak benim için araç değil, gönül işidir.