Merhaba Furkan Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. Aslen Adana doğumlu, eğitim hayatını Van, Ankara ve Mersin’de tamamlayan memur bir ailenin çocuğuyum. Eğitim hayatımı tamamladıktan sonra 2004 yılından itibaren özel sektörde büyük şirketlerin satış ve yönetim departmanlarında çalıştım. Halen çalışmaya devam ediyorum. Seyahat etmek, Kitap okumak ve ailemle birlikte vakit geçirmeyi çok seviyorum.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
İlk yazmaya başladığım dönemlerden bu yana her yaşamın nedeni olduğuna inanan bir insanım. Yazma yolculuğum lise dönemlerinde başladı. Elden ele dolaşan şiirlerim ve yazılarım, arkadaşlarımın dikkatini çekmeye başlayınca kendime ait bir defter oluşturdum. Bazen okur hüzünlenirim. Bazen de okur geçmişe yolculuk yaparım. Bir vakit yazmaya uzun bir ara verdim. Daha sonrasın da yaşadığımız bu hayat ve o tertemiz kalpleriyle sevgisiz büyüyen insanları gördükçe sanırım yazmayı bırakmamam gerektiğini öğrendim. Tekrardan yazılarıma başladım. Kalp güzelliğini dış güzellikten daha değerli yapacak ne varsa yazmak istedim. Böylece kitap yazmaya doğru uzun bir yolculuğa başladım.
Sizce şiir nedir? Şiirde olmazsa olmaz dediğiniz öğeler var mı?
Af buyurun lütfen. Tabi ki şiir yazmanın bir adabı ve kuralı vardır. Şiir kişiden kişiye farklılık gösterir. Kimine göre kafiyeli şiir şiirdir. Kimine göre serbest şiir şiirdir. Bana sorarsanız eğer naçizane fikrim şiir ruh ve bedenin birbirine uyum sağladığı bir hayat gibi büyülüdür.
Şairlik sizin için ne ifade ediyor?
Şair yaşadığı dünyaya ve düzene herkesin gördüğünden farklı olarak bakmalı. O acıyı ve mutluluğu kalbinde yaşamalı. Bundandır ki şairlik bence bu dünyaya ait olan bir şey değil. Ben şairim diyebilmek büyük cesaret ister. Daha önümüzde bitmeyecek bir yol ve öğreneceğimiz birçok şey var.
Aforizmalar şeklinde yazılarınızın ve şiirlerinizin yer aldığı Larmina isimli kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Kalbin çiçeği sabır, suyu umuttur. Nefesi sevgidir. Her satırı tertemiz kalplere sahip olan insanların söylemek isteyip de söyleyemediği kalpten gelen sözlerle dolu olduğuna inanıyorum. Sevgili dostlarım yalnız değilsiniz…
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Aslında Cemal Süreya’nın bende çok ayrı bir yeri var. Cemal Süreya’nın dediği gibi; ‘’Bugün yaşamayı seviyorum. Yarın da bir neden bulur severim. Daha sonra yeniden keşfeder yeniden severim. Benim sevmekten başka işim yok ki…’’
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir kitabım var aslında lakin şuan bunun için çok erken olduğunun kanaatindeyim. Anlayışınız için teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
İnsanların anlamadığı bir dünya var aslında. Zamanı geldiğinde yüz güzelliğimiz gidecek. Yaşadığımız bu dünya da değişecek. Eşyalar eskimeye başladığında o acı gerçekle tanışacağız. Zamanla unutulacağız. Tek bir şey unutulmaz. O da temiz bir kalp ve sevgi azizim. Asla değişmeyecek ve daimi kalacak tek servetin. Merhametli olduğunuz için insanlar bazen size acıyan gözlerle bakar. Bilmezler ki temiz kalpte merhamet acıtmayan bir duygudur. Ağlarsın; lakin insanlar sana güler, güçsüz olduğunu düşünürler. Oysa sen kalbini temizlersin. Onlar sevgiden bihaberdir. Yaşadığımız şu bilmem kaçıncı çağda kalbi güzele denk gelmeniz dileği ile sözlerimi bitirirken; Ey Âşıklar! Kalbinizi gözle gördüğünüze emanet etmeyin. Sevgiyle kalın efendim.