Merhaba Handan Hanım, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. Ben Handan Ekemen, 29 Haziran 1985 tarihinde Malatya’da doğdum. Evli ve bir erkek çocuğu annesiyim. Baba mesleğinden dolayı Batı Karadeniz. İç Anadolu ve Güney bölgeleri olmak üzere birçok şehri görme fırsatım oldu. Eşim ile evlendikten sonra bu bölgelere Doğu Anadolu bölgesini de ekledim. Sizin anlayacağınız Türkiye’de birçok ili keşfetme şansım oldu. İlkokul eğitim hayatımı Niğde, ortaokul eğitim hayatımı Niğde’nin kazası Çamardı ve lise eğitim hayatımı da Adana’da tamamladım. Üniversite eğitim hayatıma da Konya Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden devam ettim. Daha sonra yaşadığım hamilelik döneminde ise boş durmayı sevmediğimden Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünü okudum. Şu anda da Ankara Bilim Üniversitesi’nde eğitim hayatıma İşletme Tezli Yüksek Lisanstan devam ediyorum.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir
Oğlumun doğumu ile çalışma hayatıma ara verip onunla ilgilenmeyi tercih ettim. Bu sırada onu büyütürken özellikle eğitim hayatına girmesi ile onun hikâye kitapları ile daha haşır neşir olmaya başladım. Oğlum hikâye kitaplarını okumadan önce hepsini ben de okumaya özen gösterdim. Bunu nedeni hikâye kitaplarının çocuk diline uygun yazılıp yazılmadığı, içeriğinin temiz olup olmadığı ile alakalıydı. Yani kısaca bir veli olarak oğlumun ne okuduğunu bilmek istedim. Ve açıkça söylemek gerekirse çocuk kitaplarını, büyülerin renksiz kitaplarından daha çok sevdim. Yanlış anlaşılmasın tabii ki büyükler için çok kıymetli yazarların yazdığı birçok kitap var. Fakat büyükler için yazılan kitaplarda renkler ya siyah ya beyaz. Ama çocukların hikayeleri rengarenk fazla siyah yani iç karartıcı şeylere rastlayamazsınız.
Daha sonra da oğlumun dersleri devreye girdi. Derslerinde eksik kaldığı noktalarda ona ben yardımcı olmaya çalıştım. Bazı derslerini daha eğlenceli hale nasıl getirebilirim diye çok uğraştım. Hatta bazı konuların aklında daha kolay kalması için konuları hep başka şeylerle bağdaştırdım. Yani bir nevi kodlama yaptım. Kısacası ben onun dersleri ve hikâye kitapları ile ilgileneyim derken bir baktım hikâye yazmaya başlamışım. Sonuçta da ortaya “Her Güne Bir Gezegen 1” adlı kitabım ortaya çıktı.
Efe’nin ailesi ve en yakın arkadaşı Kerem ile yaşadığı serüveni akıcı bir dille kaleme aldığınız Her Güne Bir Gezegen kitabınızın ilki Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
Öncelikle çok teşekkür ederim. “Her Güne Bir Gezegen 1” adlı hikâye kitabımda, çocuklar Güneş Sistemi’ndeki karasal gezegenleri eğlenerek öğrenme fırsatını yakalayacaklarını düşünüyorum. Okuyucularım baş karakterimiz Efe ve onun en yakın arkadaşı Kerem ile gezegenleri gezerken çok eğlenecekler. Okuyucular Efe ile Merkür’e gidip sıcaktan yanıp, gece soğuktan donabilirler, Venüs’e gidip zehirli bir gaz olan karbondioksite rağmen orayı keşfetmeye çalışabilirler. Kendi Dünya’mızın merkezine Efe ile yolculuk yapabilirler. Ve son olarak da Mars’ta yaşam olup olmadığını öğrenebilirler. Yani kısacası eğlence onları bekliyor.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Ben genellikle daha önce de belirttiğim üzere çocuk edebiyatını, yetişkinlerin edebiyatından daha çok seviyorum. Büyüklerin kitapları bana çok yolları olan karışık bir labirentmiş gibi geliyor. Ama yetişkinler için severek okuduğum kitaplar Doğan Cüceloğlu’nun kitapları. Yanlış hatırlamıyorsam da en son okuduğum kitabı “İçimizdeki Çocuk”. Bunun dışında yetişkinler için Reşat Nuri Güntekin’in kitaplarını da severek okumuşumdur. Çocuk edebiyatında ise Şermin Yaşar’ın kitaplarını severek hem ben okuyorum hem de çocuğuma okutuyorum. Özellikle “Dedemin Bakkalı” ve “Abartma Tozu” nu biz oğlumla çok beğendik. Ayrıca benim kitabımda da adı geçen Jules Verne’nin “Dünyanın Merkezine Yolculuk” adlı kitabını da severek okuduk ve yine okuruz. Son olarak da yine Reşat Nuri Güntekin’in eserleri bizim için çok kıymetli. Bunlar hatırladıklarım. Fakat şu an hatırlayamadığım pek çok kıymetli yazar ve eserleri mevcut.
Her Güne Bir Gezegen’in devam kitabı ne zaman çıkacak? Okuyucularınıza ikinci kitap ile ilgili ipucu verir misiniz?
İkinci kitabım “Her Güne Bir Gezegen 2” adlı kitabımı kısmetse 2025 yılının ortalarına doğru çıkarmaya çalışacağım. Bu süreç kısalabilir de uzayabilir de. İkinci kitabımda çocukların heyecanla bekleyeceklerini düşündüğüm “Bilim Çocuk Dergisi” n de kimin yazısının yayınlanacağı artık netlik kazanacak. Ayrıca kahramanımız Efe gazsal gezegenleri gezerken yine birçok keşifler yapıp, maceralar yaşayacak.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Çocuklara tavsiye edebileceğim tek şey, teknoloji çağının nimetlerinden faydalanırken kitapları kendilerine küstürmesinler. Kitapları ellerine alarak, onları hissederek o kâğıt kokusunu içlerine çekerek okusunlar ve hayal etmekten hiçbir zaman vazgeçmesinler. Hayal dünyasını zenginleştirmenin en önemli yolu da kitap okumak olduğunu düşünüyorum. Kitap sadece kendilerinin hayal dünyasını zenginleştirmekle kalmayacak, aynı zamanda okuduğunu anlama konusunda da onlara çok yardımcı olacak. Herkesin bildiği üzere günümüzde de sınavlarda okuduğunu anlamak sınavlarda sizi çok öne taşıyacak önemli bir konu.
No comments
Post a Comment