Dağlanmış Yara

Yazar Rıdvan Gümüş'ün Edebiyat Gazetesi'nin ekim sayısında yayımlanan Dağlanmış Yara isimli şiirini sizlerle paylaşıyoruz.
Rıdvan Gümüş

Kepenekle örtünmeyen bir yalnızlıktı benimki

Sen say ki; ayvalar beyaz açtı

ve beyaz da kirlendi. 

Kordonu solmuş bir saatin

yanlış gösterdiği zamandı aşk

Bu yüzden günahkâr değildi hiçbir aşık

Günah olmamalıydı çünkü;

Yanlış zamanda doğru kişiye sevdalanmak. 


Çatlamış duvarların 

Kurumuş çiçeklerin

Akmayan çeşmelerin

Işıksız caddelerin

Sahipsiz gölgelerin

Vedasız gitmelerin

Yarınsız bugünlerin

Kimliksiz ölülerin 

İsimsiz çocukların matemiydi aşk 

Kimseye diyemeden ayazını

Oyalı yazmaların gizinde,

Kınalı avuçların içinde saklamaktı

Kısık sesli vedasını. 

Gideni dönmeyenin yaktığı ateşte 

Dağlayarak ‘ yardan kalan yarasını “

Ateşe demekti insana diyemediğinin dahasını. 


Dümdüz ovaların içinde 

Yalnız bir dağ gölgesiydi aşk. 

Bir nehrin tükenerek akarken 

Azala azala aktığı yolu değiştirmesiydi…


Gölgesine sığınmak da

Denize kavuşmak da 

Yatağında kurumak da kaderken;

Doğru bilinende yanılmaktı sevdalanmak. 

Dedim ya

Sular soğuktu;

Yollar uzak. 

Dağlar yalnızdı;

Yürek korkak. 

Ne kaderden kaçılır 

Ne kaderle varılır bir tezattı aşk. 

Işıkları sönen kentlerin

dar sokaklarından 

Dik merdivenlerinden kaçarken

Karanlıkta kaybolmaktı sevdalanmak.

1932-2024 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447