Kitaplar dünyasında gezintimize bu ay da Gazap Üzümleri ile devam edelim. Bir yüzyıl boyunca aktüelliğini hiç yitirmeden günümüze gelebilen, John Steinbeck'in Gazap Üzümleri Adlı eserini tanıyalım. Gazap Üzümleri kitabi 464 sayfa sonuna kadar heyecan verici olup, zamanımızın en önemli çelişkisini de özetler niteliktedir. Sadece yayınladığı dönemin değil günümüzün de en çok okunan gözde eserlerindendir. Biyografik Romanımız John Steinbeck’in en önemli yapıtlarından biri olarak gösteriliyor ve Gazap Üzümleri, 20. yüzyılın da en iyileri arasında yer alıyor.
Yazara Pulitzer ödülünü getiren kitap,1929 Sanayi devrimi sonrası Amerika'nın yaşadığı Ekonomik Buhranı Steinbeck in Yaşamışlıklarının tecrübesi ve akıcı ve gerçekçi dili ile okuyucuya aktarıyor. Beyaz perdeye aktarılan roman bir başyapıttır. Açlık, yoksulluk, büyük umutlar dayanışmalar ve hayaller yumağında işlenen hikaye, güçlü betimlemeler ile de romanı okuyucu için çekici bir hale getiriyor.
Yazarın; dönemi etkin anlatımı ile hikayede adeta kendinizi bulacaksınız. Kahramanların acılarını kendi içinizde hissedeceğiniz muhteşem betimlemeler, sizleri hüzünlendirip sisteme ilişkin düşündürecek bu duygularla öfkelenerek, sistem sorgusuna gideceksiniz tarihte o günden bu güne neler yaşandı, ne değişti? Dedirtecek sizlere. John Steinbeck imzalı bu yapıt oldukça derin tarihi bir dönemde yaşananların özetidir adeta
ROMANDA; Kaliforniya’ya Giden Umut yolunda, Joed ailesi şahsında yaşanan ve milyonların o dönem çektiği acılar, bu acıları O coğrafyada yaşayan biri olarak yazar, yaşanan realiteyi eserine mükemmel örüyor. Romanın ana karakteri her ne kadar Tom gibi görünse de annenin aileyi bir arada tutma çabaları göz ardı edilemez. Tom, işlediği cinayet sebebiyle yedi yıl hapis cezasına çarptırılmış, bu sürede ailesinden herhangi bir haber almamıştır. Yedi yılın sonunda hapisten çıkan Tom, evine döner. Lakin eve vardığında ailesi orada yoktur. Komşusundan ailesi hakkında bilgi alır. Dönemin kurak Amerika'sında kendi topraklarından atılan, açlık ve sefalet çeken ailenin bu nedenle Kaliforniya’da çalışmak üzere yola çıkma hazırlığında olduğunu öğrenir. Tom Ailesini bulur, aile Kaliforniya’ya göçüp , işçi olarak çalışıp "mutlu yaşayabilecek"..... Tom ve ailesi için artık umuda yolculuk başlamıştır. Kapitalist Leviathan gerçekliğine çarpma hesaplanmadan yaratılan umutlar...
Eserin; Daha iyi anlaşılması için bunlara değinmek önemlidir. "Bilimsel ve teknolojik ilerleme eşittir daha fazla mutluluk" Pozitivist anlayış ile hedefini en net haliyle ortaya koyan ve son yüz yıla damgasını vuran bu yaklaşım çağımızın en tartışılması gereken konusu olsa gerek. Gerçekten de bilimsel ve teknolojik anlamda ilerledikçe daha mı mutlu oluyoruz?
Daha mutlu daha refah toplumlar mıyız artık? Bu sorunun cevabını Gazap Üzümlerinin içinde bir kez daha aramanın öneminden bahsetmek istiyorum. Büyük Ekonomik Buhran en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve evsizler ordusu yaratmıştır. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki %40-60'lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. Talebin beklenmedik düzeyde düşmesi nedeniyle madencilik alanı buhranın en fazla etkilendiği sektörlerden biri olmuştur. Büyük Buhran farklı ülkelerde farklı tarihlerde sona ermiştir. Ve bankacılık sistemlerindeki ilerleme, borsacılık, seri üretim, traktörün icadı, köylerden şehirlere akın gerçekten ne anlama gelmektedir? Steinbeck'in gerçekçi ve akıcı perspektifinden bir kez daha okumak gerekir.
Köyden şehre nasıl geldik? Şehirlerin içerisinde nasıl doluştuk? Steinbeck'in bu eserinin örgüsünde şunu görüyoruz; Köyden şehre yapılan göç arzulanan hayatı sağlamıyor.
Tarladan fabrikaya kendi doğal ortamından koparılan işçiler fabrikalarda, bilmedikleri bir ortamda köle gibi çalıştırılıyorlar. Özellikle 18. yy dan sonra insanlık için bu durum hem felsefik, tarihi hem sosyolojik hem politik açıdan tartışılan bir konu oldu. Ona rağmen mutlu olmak için köyden kente göç sürdü. Fakat hesaplanamayan bir şeyler vardı. Kapitalist sistem işsizler ordusu yaratıyor. Ve bu işsizler ordusu içinden çok az bir kesimi düşük bir maaşla ya da karın tokluğuna işe alıyor. İşçileri birbirine kıydırtıp direniş gücünü azaltıyor. Bir kısım işçiyi ölüm sınırında yaşatırken, sistem kendi parasına para katıyor. Bildiğiniz üzere Kapitalizm için sanayi devrimi bel kemiğidir. Öte yandan gelişen teknolojiyle, seri üretim yapmak zorunda. Seri üretim insanla değil makinelerle yapılıyor. Dolayısıyla Kapitalizm Çarkını seri üretimle döndürüyor. Bu şekilde işsiz kalan halk yerinden yurdundan, kültüründen ediliyor. Göç, işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik toplumun belini kırıyor. Kanserleşen kent yaşamında ölüm hastalık açlık toplumun kaderi oluyor adeta.
Şimdi insanlar terk ettiğini doğal yaşam alanları olan köylere dönüşleri değerlidir. Şehirlere nefes aldırtma adına olsa yapılmalıdır. Son pandemide mesafe, maske ve doğal ortam arayışı bunun önemini hatırlatır niteliktedir. Yazarımıza ilişkin ise bunları belirtmek önemlidir; Irgat bir ailenin çocuğu ve çok çeşitli işlerde çalışmış olması eserdeki karakterlerin düşünce ve psikolojilerinde ve eserin gerçekçiliğinin adeta kaynağı olmuştur. Steinbeck ABD'nin Kaliforniya eyaletinde doğmuştur. Yoksul bir aileden gelen yazar ırgat bir ailenin çocuğudur. Kendi yaşıtları gibi o da küçük yaşlarda çiftçilik yapmıştır. 1920 ila 1926 yılları arasında aralıklarla Stanford Üniversitesine devam etmiştir. Ancak duvarcılık, boyacılık, kapıcılık ve eczacılık gibi işlerde çalıştığı halde okulunu bitirememiştir. Yaşamı boyunca pek çok meslek değiştirerek yazar en son yazarlıkta karar kılmıştır.
Bu hikaye aslında nasıl gerçekleşti? Bu hikayenin umutlarını ve acılarını. Bir hikayenin içinden okumak istiyorsak eğer, Gazap Üzümlerini arıyoruz demektir.
Deniz Boyraci / Edebiyat Gazetesi / Ocak 2025 / Sayı 24
Hiç yorum yok
Yorum Gönder