Merhaba Muhammed Burak Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1993 Ankara doğumluyum. Çocukluğum Ankara’da geçti. Hayatın birçok alanında farklı mesleklerde meşguliyetlerim oldu. Dost Kolejinde Türkçe Öğretmeni olarak çalışıyorum. Her cumartesi Dost Tv ve eş zamanlı olarak Dost Fm’de “Rüyaların Dili” adlı bir programda sunuculuk yapıyorum.
Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?
Çocukluğumdan beri edebiyata hep bir meylim vardı. Bunda annemin ve babamın hassasiyetlerinin büyük bir payı vardır. Haklarını ödeyemem. Annem kitap dostu bir kadın olduğundan çocukluğumda bana çok kitap alırdı, her yeni kitap alışlarında büyük bir heyecan ve şevkle okur bitirirdim. Babam da bilim teknik dergisini düzenli olarak alırdı. Hatta oradaki karikatür kahramanı Zihni Sinir karakterini babamla özdeşleştirdiğimden her sayıyı merakla takip ederdim. Bu sebeple “yazmanın ham maddesi okumaktır” sözü gereği yazma yolculuğumun temelleri bu ölçüde şekillenmiştir diyebilirim. Daha sonraları ortaokuldayken Türkçe öğretmenimiz Muhammed Hoca, okul genelinde Çanakkale konulu bir kompozisyon yarışması düzenlemişti. Yazdığım kompozisyon çok beğenildi ve yarışmada birinci olmuştum. Hediye olarak öğretmenimiz “Kınalı Kuzular” isimli Çanakkale’yi anlatan bir belgesel CD’si vermişti. Yazı hayatım bu yarışma vesilesiyle başladı. Sonra belli bir süre denemeler karaladığım defterlerim vardı. Şiir denemelerim Lise çağlarında başladı diyebilirim. Kitap yazma fikri üzerine yönelişim oturup da bir kitap yazayım şeklinde olmadı tabii ki.. Zaten malumunuz bu şekilde olmaz. Öncelikli fikir yazdıklarımın cisim gömleği giymiş halini görmek istedim. Hayatta nasibime düşen, aynama yansıyan güzellikleri ve kıymetli gördüğüm manaları şiir penceresinden tarih düşmek gayreti diyebiliriz. Belki bir iz bırakmak niyetiyle Şairler Sultanı Bâki’nin “Avâzeyi bu âleme Davud gibi sal/ Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş” dediği gibi aynalar mahzeni olan bu âlemde sadakayı cariye hükmünde güzel bir yansıma bırakmak fikri Gibiler Aynasında vücut buluyor.
Bu yolculukta size kimler destek oldu?
Bu yolculukta en büyük desteği takdir edersiniz ki ailemden gördüm. Yazdığım yazıları ilk önce ailemin huzurunda çay sohbetlerinde okurdum. Başta annem, babam ve kardeşim, son zamanlarda eşim (kitabın ilk baskısı yapılırken nişanlımdı), ortaokulda Türkçe öğretmenim Muhammed Hoca.. Edebiyatın lezzeti ve yazma gayretinde bana çokça emeği geçen çocukluk arkadaşımın babası merhum Şair-Yazar İbrahim Kilik ve Şair-Yazar Recep Garip.
Gibi ve ayna kelimelerinin bir maksat için yan yana dizilerek kelime düzeni almış bir resmigeçit kuşağı oluşturduğu Gibiler Aynasında isimli şiir kitabınızın ikinci baskısı Alaska Yayınları’ndan çıktı. Tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?
İlk sürpriz İsrafil Bey’in tavsiyeleri üzerine kapak tasarımını değiştirmekle başladı. Bir de güncel öz geçmiş eklendi. İlk baskı başka bir yayınevinden çıkmıştı. Kapak tasarımını sağ olsun dayımın kızı Selen Kara yapmıştı. Güzel de oldu, mistik ve klasik bir tasarımdı. İkinci baskıda yeniden yeniye bir tazelenmek muradıyla kapak tasarımını yeniledik. Daha canlı ve albenili bir çalışma oldu. Bu süreçte emeği geçen bütün Alaska Yayınları ailesine çok teşekkür ediyorum.
Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Her kitap, yazarın ruhundan izler taşır. Çünkü bildiğiniz üzere her eser, yazarın duygu birikimi neticesinde yaşanmışlık tezgâhından okura ulaşır. Böylelikle onu okuyanların kendine dair bir şeyler bulmasıyla eser kalıcılığını sağlar. Kelimeleriyle hem hal olduğumuz yazarlar ne derece kendi ruhumuza yakın bir çizgide seyrediyor ise gönül hanemizin başköşesinde yer verdiğimiz odur. Bir bakıma ruhumuzun yapı taşlarını oluşturan kitaplar başucu kitabı olarak tekrar tekrar okunmasına bizi davet ederler. Fikri temellerimin oluşmasında edebi cepheden bakıldığında Milli şairimiz Mehmet Akif’in Safahat’ı, Cemil Meriç’in “Bu Ülke” kitabı, Sadi-i Şirazi’nin Bostan ve Gülistanı, Sezai Karakoç’un Kıyamet Aşısı, Ömer Lütfi Mete’nin “Allahsız Müslümanlık” adlı kitapları başucu kitaplarımdandır diyebilirim.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?
Şuan için üzerinde çalıştığım birkaç öykü kitabım var. Her bir hikâye birbirinden farklı konularda ama savunduğu fikirler doğrultusunda aynı gayeye hizmet ediyor. Allah nasip ederse uygun bir zeminde onları da yayımlamayı düşünüyorum.
Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Büyük resme ulaşıncaya kadar bir ayna olduğunuzu unutmayın. Şu veya bu, başka aynalarla boy ölçüşmek yerine kendi aynanızın berraklığı ve temizliği ile meşgul olmalısınız. Zamanla bunun sizi daha mutlu edeceğini göreceksiniz.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder