İnsan Başıboş Yaratılmış Bir Varlık Değildir

Edebiyat Gazetesi olarak Alaska Yayınlarından çıkan İslam Tarihinde İlk Fitne Hadiseleri kitabının yazarı Eyüp Acar ile söyleşi gerçekleştirdik.
1

Merhaba Eyüp Bey, okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Aslen Giresunlu'yum. 1983 yılında İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinde doğdum. İlköğretim ve Hafızlık Eğitiminin akabinde tekstil, pazarlama, ticaret gibi farklı sektörlerde çalıştım. Bu arada İmam Hatip Lisesini bitirmenin yanı sıra İslami ilimler alanında muhtelif hocalardan dersler aldım. 2015 yılında Diyanet İşleri Başkanlığında İmam Hatip olarak göreve başladım. Lisans eğitimimi Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde 2021 yılında tamamladım. Şuan Diyanet İşleri Başkanlığında İmam-Hatip olarak göreve devam etmekteyim.

Yazar Eyüp Acar

Yazma yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz? Sizi kitap yazmaya yönlendiren nedenler nelerdir?

Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki yazmaktan ziyade okumayı ve araştırmayı seven birisiyim. Buna okuduklarımın ilmi eserler olması eklenince hafızada tutmak zorlaşıyor. Buda ister istemez okuduğunu daha iyi anlamak adına not alma ihtiyacı hissettiriyor. Ben genelde kitap üzerine çizikler atmayı seven biri değilim kitaplara kıyamıyorum herhalde. Bu sebeple bilgisayara not alıyorum. Bu notlar birikerek kitap şekline dönüşüyor ve bunları insanlarla paylaşmak diğer insanlarında bu ilimden istifade etmesini isteğimden kaynaklı bir durum.

Yazarlık sizin için ne ifade ediyor? 

Bir önceki soruda da ifade etmeye çalıştığım gibi insanlara faydalı olmak onların doğru bilgilerle donanmasına katkı sunmak bu vesileyle de önce kendi ahiretim sonra da okuyucunun ahirette zarar görmelerini istemediğim için. Tam da günümüzde buna çok ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Nitekim önüne gelen herkesin sosyal mecralarda insanları uhrevi yönden tehlikeye atacak konulara ve kafa karışıklığına meydan verdiği bir süreçte bunun elzem olduğu kanaatindeyim.

Cemel-Sıffin ve Kerbela Hadiselerine Ehl-i Sünnet Çerçevesinden Bakış konusunu ele aldığınız İslam Tarihinde İlk Fitne Hadiseleri isimli kitabınız Alaska Yayınları’ndan çıktı, tebrik ederiz. Kitabınızda okurlarınızı ne gibi sürprizler bekliyor?

Teşekkür ederim. Kitapta halkımızın yaygın kanaat olarak benimsediği fikirlerin yanlış olduğunu ve bunların nedenlerini delilleriyle zikretmeye çalıştık. Bu bakımdan okuyucu ilk etapta şaşırabilir. Bunun yanı sıra kitap tamamen tarihi hadiselerden bahsetmiyor. Özellikle birinci bölümde İslami ilimlerin usul denilen ana kaidelerinden bahsettik ki bu konu bütün İslami ilimlerin kalbi durumundadır. Bu ilimlerden habersiz İslami ilimlerin herhangi bir sahasında konuşmak kişiyi hataya sürükler. Bu konu biraz ilmi olduğundan okuyucuya ağır gelebilir ancak o olmadan da olmazdı. Bu sebeple okuyucu bizi mazur görsün.

Başucu yazar ve kitaplarınız nelerdir? Yazarların ve kitapların hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?

Başucu yazar diyebileceğim tek bir yazar düşünmedim şimdiye kadar. Ancak birini söyle derseniz İmam Gazali diyebilirim. İkinci sorunuza gelirsek kitaplara olan ilgim olmasa şuan ki mesleğimi yapar mıydım diye düşününce pek sanmıyorum. Herhalde daha önceki mesleğim olan ticaretle uğraşırdım. Bu anlamda benim için hayatın bir parçası hobi diyebiliriz.

Üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı? Okuyucularınıza ipucu verir misiniz?

Daha öncede ifade ettiğim gibi devamlı okuyup araştırmaya çalışan birisi olarak hali hazırda kitap şeklinde derlenmiş iki eserim daha var. Birisi İslam'da Mahremiyet ve Tesettür hakkında. Bir diğeri ise Gazze hadiseleri başladıktan sonra Kur’an-ı Kerim’de İsrailoğulları hakkındaki bilgilerin yanı sıra Yahudilerin kendi inançları nasıl bunlarla ilgili mukayeseli bir çalışmayı cami cemaatine anlatmak niyetiyle başlayıp daha sonra kitap formatında derlemiştim. Ancak şuan onları yayınlar mıyım henüz karar vermiş değilim. Bunu biraz İlk kitabım olan “İslam Tarihinde İlk Fitne Hadiseleri” isimli eserin satış trendi belirleyecek galiba. Ayrıca bunlardan başka “İslam Tarihinde İlk Fitne Hadiseleri”nin devamı mahiyetinde Mezheplerin oluşum dönemini de ana hatlarıyla özetlemeye çalışan bir çalışma düşünüyorum. Buna ilave olarak henüz daha oluşum aşamasında olan Kelam ilmini etkileyen varlık Felsefesiyle alakalı bir çalışma daha var kafamda. Bu konu çok zor bir konu bunu yazıya dökmeyi becerebilirsem böyle bir proje olabilir.

Son olarak okuyuculara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Türk halkı olarak okumaya pek meraklı bir millet değiliz maalesef. Okuyan azınlık içerisindeki çoğunluk dahi ilmi eserlerden ziyade mitoloji veya roman türü eserlere ilgi gösteriyor. Onlar okunmasın demiyorum ancak ilmi eserlere daha çok rağbet olması taraftarıyım. Son olarak şunu söylemek isterim İnsan başıboş yaratılmış bir varlık değildir. Dünyaya geliş gayemiz Allah Teala’yı razı edebilecek bir hayat sürdürmektir. Nitekim İnsan okumadan Rabbini tanıyamaz ve O’na nasıl ibadet edeceğini dahi bilemez. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda “Yaratan Rabbinin adıyla oku” ayeti mucibince ve “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır.” buyuran bir Peygamberin ümmeti olarak Allah Teala’nın razı olacağı şekilde ölünceye kadar okumaya devam etmeyi bir görev bilmelidir.

( Hide )

1932-2025 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447