Semavi Dinler Kökenlerini Sümer'den mi Alıyor?

Bu ayki kitap yolculuğumuz arkeolojik çalışmalar ışığında tarihte olacak. Kitap adı İbrahim Peygamber, yazarı Muazzez İlmiye Çığ...
0

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, bu kitabında, Tevrat, İncil ve Kuran’da geçen "İbrahim Peygamber" konusunu ele almaktadır. Yazar, konuyu arkeolojik buluntular, çivi yazılı kaynaklar ve Mısır-Kumran metinleri ışığında ve birbiriyle karşılaştırarak incelemektedir. Kitapta yanıt aranan sorulardan bazıları şunlardır: İbrahim Peygamber kimdir? Neden ve nasıl Yahudilerin, Hıristiyanların, sonra da Müslümanların atası olmuştur? Kendisi, çocukları ve torunları hakkında Tevrat'tan önce ne gibi kaynaklar vardır? Sümerlilerle bir ilgileri var mıdır? Muazzez İlmiye Çığ, bu önemli çalışmasında, "İbrahim Peygamber"in özellikle Sümerlilerle ve onların etkilemiş oldukları kültürlerle bağını incelemektedir. 

İbrahim Peygamber Muzazzez İlmiye Çığ

Yazar bu araştırmanın sebebini şöyle açıklamaktadır: "Sümerlilerden din kitaplarına giren konular hakkında yaptığım bir araştırma, yazdığım küçücük bir kitap, beni Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların ataları saydığı İbrahim Peygamber'in ve çocuklarının yaşamlarını araştırmaya yöneltti. Bir bakıma bunu yapabildiğim için seviniyorum. Çünkü Tanrı sözü olarak yüzyıllar boyu din adamları tarafından inandırılan birçok konunun, çeşitli kültürlerden, özellikle Sümerlilerden ve onların etkilediği kültürlerden alınmış olduğunu gördüm ve gösterebiliyorum."

Bölüm 1: Abram nasıl Abraham(İbrahim) oldu? 

Tevrat'ta detaylı bir şekilde İbrahim'in ve onun çocuklarının hatta torunlarının hikayeleri anlatılır. İbrahim'in karısını Firavun'a sunması ve bunun sonrasında nasıl zengin olduğu cariyesinden ayrı karısından ayrı ayrı çocuklarının olmasından da bahsedilir. 

Bu hikâyelerde din adamlarına yakıştırılamayacak zina, aile arası cinsel ilişki, cinayet, kıskançlık, kin, aldatma gibi birçok ahlakdışı olayla karşılaşıyoruz. Bunu gören Hıristiyan din adamları, 18. yüzyılda, çocuklara verecekleri din kitabından, bunları ve Tanrı'yı kızgın ve acımasız gösteren kısımları çıkarmışlardır. Dolayısıyla İbrahim'in hikâyesindeki  ilk büyük törpüleme İncil'de yapılmıştır. 

Kur'an da ise hikâyenin  içerisinde  olabileceğinin düşünüldüğü uygunsuz kısımlar yeniden  törpülenir ve bambaşka bir hikaye eklenir. Buna göre İbrahim Allaha şirk koşanlara doğru yolu göstermek için ibadethanedeki putları parçalar. Putları parçalayan İbrahim'i o dönemin gördüğü en büyük ateşin içerisine atılır ancak İbrahim'in Rabbi o ateşi suya odunları da balıklara çevirir. Dolayısıyla Kur'an'da bütün ağırlık, İbrahim'in tek tanrıya inandığı, Müslüman ye Müslümanların atası olduğu konusuna verilmiş. Putları kırması, ateşe atılması ile imanının kuvvetliliği vurgulanmış. Görünüşe göre bunda birinci amaç, Müslümanlığın bütün dinlerden önce başladığını göstermek; ikinci amaç ise, gerek Hz. Muhammed sülalesini, gerek Arapları İbrahim ve cariyesinden olan oğlu İsmail'e bağlayarak bir soyluluk edinmek. 

Hem Kur'an da hem Tevrat'ta hem de İncil de bahsedilen İbrahim peygamber semavi dinlerin yani tek Tanrı'ya inanan dinlerin en önemli figürüdür. 

Kuran'da ve Tevrat’ta anlatılan Nuh tufanı ile birlikte İbrahim Nuh'un soyundan gösterilir ve tek Tanrıya inancın kökeni İbrahim ve Nuh ile köklüleştirilir. Abram, ailesi ve yakın akrabalarıyla birlikte genç yaşta Ur'dan Haran'a (günümüzde Harran, Urfa) göçmüş ve hayvancılık ile uğraşan İbrani bir adamdı. Yaratılış Kitabındaki anlatıya göre Ur'da, YHWH'den Abram'a ilk vahiy geldi ve Abram'ın soydaşlarıyla ile birlikte kendilerine vaat edilmiş "Kenan" ismi verilen topraklara göç etmesi istendi. Tanrı'nın bu çağrısı üzerine Abram, putperest olan babası Taruh'un evini terk etti. Güney'e, Kenan'a göç ettikten bir vakit sonra Tanrı tarafından ismi "milletin babası" anlamına gelen Abraham (Türkçe literatürde İbrahim) olarak değiştirildi. Kenan Diyarı (İbranice: Kena'an, Akadca: Kinaḫḫu) ), Şeria (Ürdün) Nehri'nin batısındaki Antik Filistin topraklarına İbrahimi dini metinlerde verilen isim. Bu bölge günümüzdeki İsrail, Filistin ve Lübnan toprakları ile Ürdün, Mısır ve Suriye'nin kıyı kesimlerini kapsar.

Bölüm 2: İbrahim'in hayatındaki çelişkiler

İbrahim'in İslamiyet’ten önce iki binli yıllarda yaşadığı düşünülmektedir.  Daha doğrusu Tevrat'ta anlatılan şekliyle hikaye bize bunu göstermektedir. Ancak ilginç bir şekilde İbrahim'in yaşadığına dair Tevrat dışında hiçbir kanıt hiçbir yazma tablet veya yazıt bulunamamıştır. 

Arkeolojik buluntularda İbrahim'in atalan olarak verilen şahıs adlarının, yer adları olduğu saptandı. Gittikleri yazılan şehirlerin o çağlarda henüz var olmadığı, Filistin'in güney sahillerinde bulundukları yazılmış olmasına rağmen, yapılan kazılarda oralarda olamayacakları anlaşıldı. Güney sahillerinde Mısırlılara ait eserlerin bulunması, oraların Mısırlıların kontrolü altında bulunduğunu gösteriyordu. Tevrat'ın Babil tutsaklığından sonra kaleme alındığı kabul edilen ilk beş kitabında. İsrail oğullarını meydana getiren çeşitli Sami kabilelerin efsanelerinden izler bulunuyor. Fakat İbrahim hikâyesinden önceki bölümlerde bulunan evrenin, insanın yaratılışı. Havva'nın Âdem'in kaburgasından var edilişi, cennetten kovulma, Habil-Kain hikâyesi. Tufan, Babil Kulesi, tek dil konularının hepsi Sümer  efsanelerine dayanmaktadır.

İbrahim Peygamber'in, karısını, Firavun'a ve başka bir krala kız kardeşi olarak tanıtması ve onlara bırakması, aynı şeyi oğlu İshak'ın tekrarlaması konusu da Sümerlilerden alınmadır. İbrahimin tanıştığı iddia edilen krallar bile İbrahimle aynı dönemde yaşamamışlardır. O dönem yani Tevrat’ın yazıldığı veya kuranın yazıldığı dönemlerde bu olayların hiçbirinde herhangi bir çelişki yoktu çünkü arkeolojik bulgular için henüz iki üç bin yıl kadar zamanın geçmesi gerekiyordu. Ancak anlatıların  Sümer  efsanesi  olduğu  şu an gün yüzüne çıkmaktadır. 

Bölüm 3: İbrahim'in asıl kimliği. 

Muazzez ilmiye çığ için Sümer tabletleri ve din kitapları arasındaki karşılaştırmaları İbrahim mitinin aslında Sümer mitlerinden alınmış ve tek Tanrı'ya uygun biçimde revize edilmiş olduğu tezini ortaya çıkarmaktadır. Abraham'ın Tanrısı ile konuşması Yahudi tarihinin başlangıcı olarak kabul ediliyor. Yahudileri bir arada tutan Abraham'ı ata olarak kabul etmeleridir. Eğer onlar Abraham'ı ata olarak kabul etmeselerdi ne Yahudi ne de Yahudilik olacaktı. Fakat onlar ilk zamanlarda ne yalnız kendileri ne de dünya için tek tanrı düşünmüşler. İleride "İbrahim'in Dini" bölümünde görüleceği gibi, dinleri ilkel inanışlarla dolu. Tanrılar insan şeklinde, insanlarla yüz yüze konuşuyorlar. Tanrılar gökte bir saray içinde, etrafında birçok varlıklarla yaşıyorlar. Gökten bazen merdivenle çıkıp iniyorlar. Bir aile veya klan kendi Tanrısına bağlı. Ailenin veya sülalenin başı, evin beyi, bir Tanrı oluyor. Bunlar aynı zamanda etraftaki Tanrıları da tanıyorlar. Tek tanrıya geçiş, daha doğrusu İbrahim'in şahsi Tanrısının önce çocuklarının, sonra İsrail'in, en son olarak da bütün insanlığın Tanrısı oluşu çok uzun zaman almış. Hatta Tevrat'ın yazılmasının son bulduğu 3. yüzyılda bile Sümerlerden  gelen Bereket Kültü devam ediyor görünüyor.

Tek tanrıya geçişte Tanrılar arasındaki efsaneler bitiyor

Tanrıların cinsel yaşamı son buluyor. Buna karşın devamlı meleklerden, şeytanlardan söz edilmesi çoktan tek tanrıya geçiş çabaları olarak kabul ediliyor. Fakat gariptir ki, İslam da bu düşünce hâlâ sürmektedir. Dolayısıyla Sümer efsaneleri  bugünkü semavi dinlerin atası, kökeni olarak ele alınmalıdır. 

Bölüm 4: Sümer efsaneleri neden İbrahim efsanesi olarak revize edildi?

İbrahim efsanesi neredeyse her semavi dinde tekrar tekrar revize edildi. O dönem yaygın ve kuvvetli mitler olan sümer mitleri ve onun köklerinden gelen putperestlik inançları tek tanrı gibi yeni ve kabul görmesi zor bir fikri din olarak ortaya koymayı ve yaygınlaştırmayı çok zorlaştırıyordu. Yeni olanın en büyük düşmanı her zaman olduğu gibi gelenektir. Tek Tanrı'ya bir kök kazandırmak ve bunu kazandırabilmek için çok güçlü bir figür ve bu figürün hikayesi gerekiyordu. Yahudiliği derleyenler ortaya çıkaranlar ona bir kök kazandırabilmek için bu yaygın hikayeyi kullandılar yalnız ismi ve hikayedeki çok tanrılılığı değiştirdiler. Hatta zaman içerisinde bu hikaye o hikaye değil denilecek biçimde değiştirildi. Semavi dinlerin ortaya çıktığı tarihlerde bu hiçbir sorun teşkil etmiyordu ancak bugün, Sümer tabletlerini bulduğumuz bugün artık hikâyenin nereden geldiğini biliyoruz.  İbrahim'in yaşadığı dönemler içinde  Tek tanrım düşüncesi henüz yok. Bu durum tanrı onlara doğru yolu gösterdi şeklinde sunulmaktadır ve kutsanmaktadırlar. Hikâyeye güç vermektedir ancak çelişki de tam burada çıkmaktadır. 

İbrahim bizim için neden önemli bir figürdür? 

Semavi dinlerde anlatılan ve kök olarak sunulan Nuh ve İbrahim hikâyelerinin Sümer tabletlerindeki kökeni bu semavi dinlerin o tabletlerdeki mitlerin devamından başka bir şey olmadığını aslında bir mucizeler silsilesi ya da yanlış yolu bırakıp doğru yolu bulma hikayesi olmadığını ortaya koymaktadır. Kendilerini öteki dinlerden ve mitlerden tek Tanrı ile ayıran ve bunun gerçekten öteki Mitlerdeki gibi "saçmalık" Olmadığını  savunan herkesin tezi çökmektedir. Her şeyden önce alıntılanan hikayedeki gerçek İbrahim çok tanrılı bir inanca sahipti. Bu da semavi din üstünlüğünün aslında nasıl bir sapma olduğunu göstermektedir.

Deniz Boyraci / Edebiyat Gazetesi / Nisan 2025 / Sayı 27

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

1932-2025 © Edebiyat Gazetesi
ISSN 2980-0447